Duvarlar

Yayın Tarihi: 28/06/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Zamanın, tarihin sessiz tanığı, hani dili olsa da konuşsa denir ya, işte öyle bir durum.

Bir duvar nelere şahit olur?

Onca mahremiyete, gizli, saklı duygulara, bilgilere, tarihi gelişmelere.

Dışarıdan bakıldığında sıradan, cansız bir yapı taşı gibi görünen duvarlar, aslında zamanın sessiz tanıklarıdır.

Taştan, tuğladan ya da betondan yapılmış olmalarına rağmen, yıllar içinde biriktirdikleri anılarla adeta yaşayan birer varlık haline gelirler. Her çizik, her çatlak, her iz bir hikâye anlatır.

Bu nedenle, “Bir duvar nelere şahit olur?” sorusu, bize mekânların hafızasını ve geçmişin sessiz izlerini sorgulama fırsatı sunar.

Bir evin duvarını düşünelim.

Hatta yaşadığınız evin herhangi bir duvarına bir bakın ve düşünün, anlatmak istese neler anlatırdı acaba.

Sabahın erken saatlerinde yankılanan kahkaha seslerinden, gece yarısı dökülen gözyaşlarına kadar birçok duyguyu içinde saklar.

Duvarlar, aile içi tartışmalara, sevinçli kutlamalara, çocukların ilk adımlarına ve büyümesine, hayata karışmasına şahitlik eder.

Üzerine asılan fotoğraflar, anıları korurken; zamanla sararan boyalar geçmişin yükünü acı, kederli ve sessizce taşır.

Bir kale duvarı ya da tarihi bir yapı.

Zaman zaman gidip ziyaret ederiz, yurt dışından gelen pek çok yabancı insan, ilk önce tarihi yerleri, yapıları ziyaret eder.

Yüzyıllar boyunca nice savaşı, barışı, fetihleri, yenilgileri görmüş, nice kavimlere, milletlere ev sahipliği yapmış, dimdik ayakta durmuştur.

Savaş çığlıkları, korkuları, yüz yıllar önce bu duvarlara vurup yankılanmıştır.

Sessiz, mağrur duran bu tarihi yapılar, eski kültürlerin bize bıraktıkları, aslında geçmişin bize bıraktığı canlı tanıklar, miraslardır.

Büyük şehirler, Lefkoşa, Mağusa, İskele, Lefke ve elbette Girne.

Bu şehirlerin dili, geçmişi olan büyük yapılar, tarihi eserler ve duvarları.

Eski evler, Kıbrıs kültürünü yansıtan, yapılar, defalarca önünden geçilen, ancak sadece bir duvar hissi uyandıran, tarih kokulu eserler.

Korunma noktasında, bize neler anlatıyor, onlar bize tarihi anlatırken, biz onları anlayabiliyor muyuz?

Lefkoşa mesela, başkentimiz, sokaklarında yükselen duvarlar, eski evler, şehrin, Kıbrıs toplumunun, Kıbrıs yaşamının ruhunu anlatır.

Orta yaşlara gelmiş birisi olarak, okuduğum okulların önünden geçerken, hep tanıdık bir hisse kapılırım, hiç yabancılık çekmediğim, kendimden bir parça bulurum, üstelik her defasında.

Duvarlar, tarihin sessiz tanıkları, en çok tanık oldukları da, değişimdir.

Önceleri belki başkalarının, şimdi bizim, bizden sonra başka nesillerin hayatına, yaşamının detaylarına, en zor, en kötü, en mutlu anlarına şahitlik edecek.

Yine susacak, yine kendine saklayacak, içine atacak, zamana gömecek.

Konuşmasa da tanıklık edecek, artık her nereye giderseniz, gidin, her gördüğünüz yapıya, özellikle eski olanlara, duvarlara, bir de bu gözle bakın.

Ne kadar değiştiğimizi, yerinde kalanın sadece duvarlar olduğunu, yenilemenin, boyamanın, tadilatın, sadece bir değişim yarattığını, tarihi değiştiremediğini anlamaya çalışın.

Duvarlar, sessiz tanıklar, ah bir dili olsa da konuşa.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları