Diplomasi

Ciddi kaygılar, korkular, güvensizlik ve belirsizlik var.

Dünya her zaman bu kadar kötü bir yer miydi?

Ne kadar acı bir soru değil mi ve eminim ki pek çoğunuzun bu soruya cevabı aynı;

Dünya her zaman bu kadar kötü bir yerdi.

Her zaman, haklı, haksızı, güçlü, güçsüzü ve aynen deyim de söylediği gibi “büyük balık, küçük balığı, her zaman yutar”.

Huzur bulmayan bir coğrafya da yaşıyoruz, o kadar ciddi ki kayıtsız kalmak mümkün değil.

İçine düştüğümüz ve mücadelesini verdiğimiz, var olmakla sınandığımız ayakta kalma çabası, yalnız bize ait değil.

Dünyanın pek çok bölgesinde, yerinde, aynı kaygılar, kavgalar yaşanıyor.

Kimileri daha güçlü, kimileri daha güçsüz, kimilerinin destekçileri, olmayan gücü besliyor, destek veriyor.

Yanı başımızda bir savaş yaşanıyor, ateşkes ilan edildiği söylense de, esas meseleyi konuşan çok az.

Esas mesele, bu savaşın gerekçeleri, ateşkesle savaşın mı, barışın mı devam edip, etmeyeceği.

Bu ateşkesi denetleyen var mı, bu savaşı başlatanlar, kime, neye ve hangi neden, sonuç ilişkisine göre buna karar verdi.

Tek kişinin, seçilmişlik zırhını giymiş, öyle karar vermiş, hesap sorulmamış, bu kadar kolay mı?

Ne dilde, ne uygulamada, hiçbir teamül, barış, saygı yok.

Sokakta bulunması bile tehlikeli insanlara, dünyanın en önemli ülkelerinin halkları tarafından, büyük yetkiler, sorumluluklar verilmiş.

Suçlu bu yetkilerle donatılanlar mı, yoksa onlara bu yetkileri veren sözde gelişmiş ülkelerin insanları mı?

Dünya diplomasiden uzaklaşıyor ve hoyratlığın, kaba kuvvetin, güçlünün hukuk ve arzusuna yenik düşülüyor.

Klasik olacak belki ama işte açık seçik ortada, güçlülerin hukuku işliyor, üstelik her yerde, onların önceliklerine göre.

İsrail, İran, ABD arasında yaşanan savaşa dair, nükleer tesisler, dünyayı tehdit eden tehlike, orta doğuda yayılma, sınırların yeniden belirlenmesi, çizilmesi.

Güçlünün, güçsüz karşısında yaptığı gösteri, insanları topraklarından kovma cüreti.

Bu savaşın gerçek sebebi nedir, neden şimdi, Rusya'nın etkisinin olmaması mı, Suriye'nin yalnızlığı mı, bu ortamı yaratmak için yıllardır süre gelen mücadele ve anı kollama fırsatı.

Ortadoğu da istenilen ortam yaratıldı, bundan sonra ne olacak, kim nerede, nasıl duracak, istediğini alacak, zamanla göreceğiz.

Irak, Afganistan, nasıl ve neden bu hale geldi, getirildi?

Dünya diplomasiden uzaklaşıyor, popülizm ve tek adamlı güç karşısında, diğer ülkeler, uluslararası kurum, kuruluşlar da sessiz ve etkisiz.

Diplomasiyi, diyalog ve işbirliği ile sorunların çözülmesini denemeyen, beceremeyen, bunu kendi içinde ne kadar önemser.

Kendi ülkesinde diplomasi ve hukuk ile göreve gelmeyen, bu değerleri üstte tutmayan korumayan biri nasıl olacak da, dünyaya barış getirecek.

Konudan kopmadan, nedir uluslararası diplomasi.

Barışçıl bir dil ve iletişim, işbirliği değil midir?

Sadece siyaset dili ile değil, ekonomi, kültür, karşılıklı güven ve sınır tanıma, iç işlerine saygı duyma.

Dünya diyalogdan, diplomasiden uzaklaşıyor ve bu büyük bir tehlike olarak büyüyor.