Şimdi Herkes Soruyor…

Şimdi herkes soruyor… Şimdi şimdi biter mi bu kavga… biter mi savaşlar… Yeni kurulacak diye beklenen dünya düzeni kurulur mu? Şimdi şimdi sular durulur mu? Devletler arasındaki ilişkiler diplomasi yoluyla yeniden şekillenir mi? Yangınlar söner mi? Var mıdır cevabını bilen?… Yoksa her gün yeni bir şekle mi girer? İnsan için… insanlık için… sistem için… dünya için…düzen için… devlet menfaatleri için…herkes soruyor… Öyle sıradan bir merak da değildir bu ciddi iştir.

İnsan var olduğu günden bugüne… tarih sayfaları neler neler yazdı… Daha da yazmaya devam ediyor… Sağdan baktık… Soldan baktık… yetmedi ortadan baktık… üsten…alttan… yandan… hep baktık. Baktığımız yönden anlattık… analiz ettik…Okuduk… Yazdık… Teoriler ürettik… Senaryolar oluşturduk…Okuduklarımızdan sınava girdik… yetmedi sınav yaptık… Ama bu kez farklı… olanlar kağıttan okunmuyor…  Daha birini çözelim derken diğerinin haberi ile analizi güncelledik… Analizler güncellenmekten güncelliğini yitirdi…

Sonuç… dedim ya herkes soruyor… Bazen içinden bazen dışından… Bilenin bilmeyenlere anlatacağı bir durum da pek yok gibi… Şekillenme olacaksa belli ki şimdi şimdi sonuçlanmayacak… Zira biri bitmeden diğeri başlıyor. Şimdilik.  

Şimdi memleketimde de seçim hazırlıkları… oraya da bakmak istiyoruz haliyle… Biz Kıbrıslılar siyaset ile yakından ilgileniriz… Her düzeyde… Yerel, ulusal veya uluslararası… ansızın markette pirinç paketlerinin arasında hiç tanımadığımız biri ile gündemi tartışırken bulabiliyoruz kendimizi… Ne olacak bu işleri sonu diye…Dedim ya herkes soruyor… ne olur bu dünyanın hali? Ne olur bu bölgenin hali? Ne olur bizim memleketin hali? Diye… Dünyada ne olursa olsun “bize etkisi ne olur”? sorusunun cevabı en çok aranandır. Öyle yapay zeka falan da bu soruya cevap veremez… yalnızca siyasal erk değil… halk da düşünür ve konuşur… Diyeceksiniz ki konuşsa ne olur? Önemlidir… Farkındalık ve sorgulama kıymetlidir.

Şimdilerde düzen arayışları bir yana… kalıcı barış zemini dahi konuşulamıyor…O kadar dalgalı… o kadar yangın yeri…  Belki biraz daha sonra… Bu günleri de yazıyordur tarihçiler… yıllar sonra okunacak… bugünkü resmin bütünü ortaya konacak… Belki yarın bugünlere bir isim bile konacak… bu dönem o isim ile anılacak… Bugün yaşananları bugün bile analiz ederken zorlanıyoruz… gelecekte bugünleri okuyup, anlayıp, analiz edecek kişiler epey bir mücadele verecek…

Şimdi diyorsunuz ki… olanlar belli… nedenleri belli… doğacak sonuçları da belli. Güçlü ve güçsüzün ötesinde yaşananlar… Taraflar belli… Ama ben de diyorum ki… içerisindeyken bir sürecin... bir tül perde iner bazen insanın gözüne… Ne yaparsan yap…Perdenin arkasındakini göremezsin. Gördüm sandığın… senin aslında görmeni istedikleridir… Perdeyi kim koydu? Perde ne renkti? Sorarsanız… Ben bilmiyorum. Ama perde var mıdır? diye sorguluyorum.

Ben de soruyorum şimdi kendi kendime tüm bunların yerine… daha çok şiir okusaydık…roman yazsaydık… Sanat ile ilgilenseydik…   Spor yapsaydık… Bilim için çalışsaydık…Gençlere yol açsaydık… O yere göğe sığdıramadığımız teknolojiyi kullanım alanlarımız farklı olsaydı… Kızmadan birbirimize konuşsaydık… Anlamaya çalışsaydık… Aynı düşünmüyormuşuz… düşünmeyelim… farklı farklı düşünelim… Olmaz mı?