Neden hala daha federasyon dayatılmaktadır?
1960 Londra Zürih Anlaşması uyarınca kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti iki toplumlu bir çeşit federasyondu. Rum ve Yunanistan’ ın ENOSİS idealinden vazgeçmemesi nedeniyle, başarılı olmadı. Yönetimde birçok sorunlarla karşılaşıldı ve Rumların başlattığı kanlı olaylar sonucu yıkılmıştı. Sonuç, yanlış bir çözüm, her iki halkın ağır bedeller ödemelerine sebep oldu.
Yaşanan deneyime ve çekilen acılara rağmen, çeşitli nedenlerden dolayı yeniden iki halkın birleştirilmesi amacı ile yaklaşık yarım asırdan fazla sürdürülen müzakerelerde de sonuç alınamadı.
Rum yetkililerinin tutumu ve açıklamaları, bizimle yönetimde eşit ortaklığı akıllarının ucundan bile geçirmediklerini ortaya koymaktadır. Nitekim, sayın Talat ve Akıncı’nın kabul ettiği korkunç ödünlere rağmen federasyon sağlanamadı.
Sonuç olarak, 1968’den beri sürdürülen müzakerelerde federal çatı altında birleşik bir çözüm yapılamayacağı kanıtlanmıştır. Buna rağmen, bize hala daha federasyon dayatılması iyi niyetli bir tutum olamaz.
1878- 1974 arasındaki dönemde, halk arasında sürekli sürtüşmeler, çatışmalar, kanlı olaylar olmasına karşın, Barış Harekatı’ndan sonra adada en uzun süreli barış ortamı oluştuğu inkar edilmeyen bir gerçektir.
Acaba karşımızdaki gerçeklere rağmen, Rum, Yunanistan, onları her koşulda destekleyen emperyalist devletler ile güdümlerindeki BM ve AB, ayrıca KKTC’deki bazı siyasiler, neden hala daha federal birleşik bir çözümü dayatmaktadır?
Kişisel görüşüme göre: emperyalist devletler, ezeli düşman kabul ettikleri Türkiye’yi Akdeniz’de etkisiz duruma getirmek için, federasyon gibi bir ara çözümle Kıbrıs’tan uzaklaştırmak ve ondan sonra da Girit’te yaptıkları gibi, adayı Yunanistan’ a vermek amacındadır. Bu nedenle Kıbrıs sorununu ilelebet gündemden çıkaracak ve adaya bozulamayacak barış getirecek, iki devletli çözümü kesinlikle kabul etmiyorlar.
Yunanistan ve Rum tarafı da, ENOSİS idealleri, sadece Rumları temsil eden güneydeki yönetimin Kıbrıs Cumhuriyeti kabul edilmesi, AB ve BMGK’nin 5 daimi üyesinin her koşulda desteğine sahip olmaları ve adanın %66 lık kısmını sahiplenmeleri nedeniyle, egemenliğini kuzeye yaymalarını sağlamayacak herhangi bir anlaşmaya razı olmayacaklarını açıkça belli etmişlerdir.
Öte yandan Kıbrıs’ta geçmişten günümüze yaşanan gerçeklere ve dünyaya ayar vermeye çalışan sözde uygar devletlerin Gazze soykırımı karşısındaki iki yüzlü ve utanç verici tutumuna rağmen, KKTC’de hala daha federal birleşmeyi dayatanlar bulunmasının nedeni ne olabilir?
1. Acaba bazı kişilerin ileri sürdüğü gibi, dayanaksız TC fobisi nedeniyle, Rumla uyduruk ‘Kıbrıslı’ kimliği altında birleşmek istedikleri için mi federasyonu savunmaktadırlar?
2. Çözüm müzakerelerinde anavatanın desteğine sahip olmadan, Rum ile varlığımızı sürdürebilmemizi sağlayacak bir anlaşma yapılabileceğini mi düşünüyorlar?
3. Rum ve Yunanistan’ın olası federal çözümü bozmayacağını, AB ve BM’nin de 1963’de olduğu gibi yine haksız olan Rumu destekleyeceği dikkate almamalarının dayanağı nedir?
4. AB üyesi Yunanistan’da yaşayan Türklere yapılan baskılar ve insan hakları suçlarına rağmen, hangi gerekçe ile AB üyesi birleşik Kıbrıs’ta bize de aynı haksızlıkların yapılmayacağını düşünmektedirler?
5. Federasyon tipi bir ara çözümle, anavatanın Kıbrıs’tan uzaklaştırılması durumunda, neye dayanarak Rumların bize soykırım uygulamayacağını ve batılıların Gazze soykırımında olduğu gibi, katliamlara seyirci kalmayacağını düşünüyorlar?
6. Olası federal çözümde, tek halk içinde egemenliği olmayan bir toplum olmamız halinde, fanatik milliyetçi, dindar ve ENOSİS’ci Rum çoğunluk içinde zamanla yok olmayacak mıyız?
Anavatanı karşılarına alma ve uluslararası arenada elimizi zayıflatmak pahasına, Rum ile emperyalistlerin safında yer alarak iki devletli çözüm yerine, federal birleşmeyi savunmalarının nedenleri, halkımıza anlatılmalıdır.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.