“Cenaze yönetimi” diye bir fakülte mi var?
Genel olarak üniversiteler, özelde ise Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) gündemde.
Ne yazık ki gündem olma konusu pek de olumlu değil.
DAÜ, ekonomik ve yönetimsel sıkıntılar içinde.
Bir marka değer kaybediyor, eriyor ve sadece seyrediliyor.
Toplumsal, bir değer, radikal kararlarla, güçlendirilmeli.
Üniversiteler konusunda, olumsuz bir algı var.
Ülkeye gelen ve pek çok suça karışan, kaçak yaşayan, sosyal hayatımıza uyum sağlamayan, yabancı uyruklu insanların hepsi öğrenci değil.
Üniversite alanı sadece ekonomik bir değer de değil, sırf bu şekilde anılmamalı.
Bu bir tanıtım, PR çalışması, KKTC'nin başka coğrafyalarda bilinmesini sağlayan bir sektör.
Ülke ile en başta üçüncü ülkelerden gelen öğrencilerin uyumu, bir devlet politikası olmalı.
Bunu sağlayacak kurumlar, uzmanlar, politikalar uygulanmalı.
Demokrat Parti Milletvekili ve Genel Sekreteri Serhat Akpınar ile genelde ülke gündemi, özelde ise üniversiteleri konuştuk.
Ve özetle şunları anlattı;
"Ülkeye gelen yabancı uyruklu insanların, hepsinin suça karıştığı, ya da işlenen suçların hepsini öğrencilerin yaptığına dair bir algı var. Bu doğru değil. Eğitim Bakanlığı'mızın elliden, öğrenci getirme izni verdiği yerler vardır.
Ben uçakta gelirken, bir öğrenci ile karşılaştım, sohbet ettik. Bana, Kıbrıs'a, Girne'ye eğitim için geldiğini söyledi. Hangi üniversite olduğunu sordum, bana bir akademiden bahsetti. Adını ilk defa duydum. Ne okuyacaksın dedim, cenaze yönetimi dedi. Şok oldum. Adamızda kaçak insan getiren kesimler var. Ve biz bunları yasallaştırdık.
Bunda üniversitelerin ne suçu var? Çift vize uygulaması getirdi hükümet. Eğitimine devam etmek için gelen pek çok öğrenci, ülkeye giremiyor geri dönüyor.
Finansa ulaşmak zor. Destek yok. DAÜ bir devlet üniversitesi. Ve yaşadığı sorunlar sebebiyle gündemde.
Fakat sorun yaşayan sadece DAÜ değil. Özel üniversiteler de ciddi sorunlar yaşıyor. Politika eksikliği var. Ulaşım sorun, ekonomik pahalılık, elektrik, internet kötü, altyapı eksiği çok, bunlar üniversiteler için olumsuz. İçerde, dışarda, zarar verici adımlardan uzak durulması gerek."
'HÜKÜMETTE ZAMAN, ZAMAN SORUNLAR YAŞANIYOR'
Belki eski alışkanlıklardan belki sahip olunan güçten, sayın başbakan zaman zaman bize ait kurumlar ve yönetim kadrolarına müdahale etmeye çalışıyor. Bu da bize olumsuz olarak yansıyor.
Çünkü bakanlık, müsteşar, müdür, tabana kadar bir sorgulama ile karşılaşıyoruz. Son olarak Binboğa da yaşananlar. Binboğa'nın alım gücü yok. Harnubun 20 TL'ye alınması isteniyor. Geçen yıldan olan harnup var. Karşı duruş olunca, tehditkâr, görev alırım söylemeleri, bunlar bizim tabanımızda tepki oluşturuyor.
'POLİS BİZİM KONTROLÜMÜZDE DEĞİL'
Hükümetin kendi kurumları üzerinde otoritesi oldukça zayıf. Bir vakıflar idaresi bizim kontrolümüzde değil, afet yönetimi, merkez bankası, emniyet, polis bizim kontrolümüzde değil. Öyle söylendiğine bakmayın, bizim kontrol edemediğimizi kurumlar bunlar. Reçete olayında bir toplumsal travma yaşanıyor. Hepimizin üzülmesi gerek."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.