Esas sorun, bunlar değil midir?

"Afik Grup Yönetim Kurulu Başkanı Simon Mistriel Aykut, Güney Lefkoşa’da çıkarıldığı mahkeme tarafından, 9 Eylül’de görülecek davasının başlangıcına kadar tutuklu kalmasına karar verildi.

Aralarında Kıbrıslı Rumların kuzeyde kalan malları üzerinde 43 milyon Euro'luk yatırım yapması da dâhil toplam 124 ayrı suçla karşı karşıya kalan 73 yaşındaki Aykut’un, İsrail, Türkiye ve Portekiz pasaportları bulunmasından dolayı, serbest kalırsa kaçma ihtimalinin yüksek olduğuna karar veren mahkeme, zanlının duruşma tarihine kadar tutuklu kalmasına hükmetti.”

Kıbrıs sorunu, esas olarak bu değil midir?

Her iki tarafında, özellikle mülkiyet sorunundaki, ağır çıkmazı.

Evet, tam bir çıkmaz, sonucunun bilinmezlikte saklandığı bir sorun.

Ve bir Rum genci, Lambros Dionisiou’nun, Kıbrıs Üniversitesi‘ndeki diploma töreninde yaptığı konuşma;

 “Beni bağışlayın, çünkü bu gece için farklı bir konuşma hazırlamıştım. Ama bugün provasını yaptığımda, buraya size söylemeye geldiğim şeyin gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını fark ettim. Korkunç bir umutsuzluğa, bir hayal kırıklığına kapıldım.

Ne yazık ki çökmekte olan bir toplumda yaşıyoruz. Kurumlar çöküyor, vatandaşlar öfkeli ve yolsuzluk gelişiyor.

Birbiri ardına skandalların yaşandığı ve uluslararası alanda kötülenen bir ülkede yaşıyoruz. Buna rağmen kimsenin cezalandırılmadığı ve hiçbir şeyin değişmediği bir ülkede yaşıyoruz. Bölünmüş ve açık yaraları olan bir adada yaşıyoruz.

Tüm bunlar insanları yurtdışına yönlendiriyor, orada daha iyi bir şey bulacaklarını umuyorlar. Ben de o insanlar arasındayım.

Geri dönüp dönmeyeceğimi ve ne zaman döneceğimi bilmeden gidiyorum.

Çünkü Kıbrıs’ta kalırsam, öyle bir zaman gelecek ki birileri bilgi, beceri ve deneyimiyle değil parti kimliği ve aile bağlantılarıyla daha iyi kabul edilecek.

Gidiyorum çünkü bu ülkenin zaman içinde tek yapmayı başardığı şey hayal kırıklığına uğratmak ve gençlerinin kanatlarını kırmak oldu.”

Ne kadar tanıdık değil mi, Kıbrıs adasının her iki tarafında yaşayan insanların, en başta gençlerin, kendi ülkelerinden git gide uzaklaştığı, umudunu kaybettiği ve bunun görmezden gelindiği.

Kıbrıslı Rum genci, adanın her iki tarafında da benzer olumsuzlukları, gözlemleri anlatmış, bu adada yaşayan tüm gençlerin sözcüsü olmuş.

Kıbrıs sorununu yaşayan insanların esas umutsuzluğu bunlar değil midir?

Ortak, benzer sorunlar vardır ve Kıbrıs adasının bütününü ilgilendirmektedir.

Lübnan Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah;

“Lübnan'ı hedef almak için Kıbrıs havaalanlarını ve üslerini İsrail’e açmak, Kıbrıs hükümetinin savaşın bir parçası yapacak ve Kıbrıs da, hedef olacaktır.”

Kıbrıs sorunu esasen bu değil midir?

Ortak nokta, sorun ve çıkmazları, pek çok örnekle ortaya koyabiliriz.

Kıbrıs adasının, başka sorunlar için kullanılması, üs haline getirilmesi ve tabi ki tehditler, şantajlar, adanın bütününden ayrı düşünülebilir mi?

Ve son olarak önemli bir proje;

“Kıbrıs ile Yunanistan arasına deniz altından döşenecek kablo ile elektrik bağlantısı kurulması projesi “Great Sea Interconnector’ün” hayata geçirilmeye başlandığı ve hali hazırda 50 kilometre uzunluğunda kablo döşendiği açıklandı.”

Çok maliyetli bir proje, çok taraflı bir şekilde tartışılıyor.

Biz ise hala en başta elektrik, enerji gibi önemli bir ihtiyacın günlük sığ tartışmalarını yapıyoruz.

Aslında ortak noktalar, kaygı ve sorunlar çok.

Ortak çözümler olmadığı gibi, iş birliklerinin de olmaması, esas gerçeği ortaya çıkarıyor.

Esas gerçek, niyet, ya da niyetsizlik değil midir?