Çok tehlikeli bir söylem
Ulusal Birlik Partisinin, geçtiğimiz hafta sonu yapılan, 23. Kurultayı hala tartışılıyor.
Tartışma, hem parti içinde, hem de başka merkezlerde sürüyor.
Parti içi tartışma bir süre sonra durulur, normalleşme başlar.
Parti dışı tartışma ve eleştirileri bir yere kadar anlamakla beraber, bazı yorum ve görüşleri şaşkınlıkla izliyorum.
UBP üyelerine yönelik yapılan eleştiriler ve yorumlar, neredeyse hakaret düzeyinde.
Evet, böylesi yorumlar gördüm.
Şimdi bu köşede paylaşmak istemem, ama UBP üyelerinin hepsinin çıkarcı, menfaatçi, devleti, kamuyu sömüren, bu sebeple UBP üyesi olunduğunu iddia eden, böylesi yorumlar yapılıyor.
On bin kişi gidip oy kullanmış, bu basit bir rakam değil.
Bazı partilerin seçimde almadığı oy kadar, UBP kurultayına katılan üye sayısı var.
Bunu küçümsemek ve hep bir amaca bağlamak, özellikle diğer siyasi taraflar açısından büyük hata.
Mutlaka ki menfaat peşinde koşanlar var, bunu büyük bir kitlenin tamamına yaymak, son derece yanlış.
İlgi duymayan, ilgilenmeyen, önemsemeyen, yorum yapmaya da gerek duymamalı.
İnsanlara yukarıdan bakan, küçümseyen, eleştiri kabul etmeyen, hiçbir siyasi hareket başarılı olamaz.
Bunu yazmak, paylaşmak istedim.
UBP kurultayı sırasında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bir konuşma yaptı.
Bu konuşmada bir bölüm var, aktarıyorum;
"Bazı makamlar kendi kişisel çıkarları için bugün adeta paralel yapı olarak milli siyasete zarar verecek adımlar atıyor. Sosyalist dünyasının bazı temsilcileri ile görüşeceklermiş. Kimlerle, bilmem. Milli siyasetimize zarar vermelerini asla kabul demeyiz."
“Paralel yapı” söylemi, bir dönem, Türkiye’ye damga vurmuştu.
Zaman zaman yine gündeme geliyor.
Çok tehlikeli ve gereksiz bir söylem.
Mesajın gitti yer açık, mesaj CTP ve Başkanı Tufan Erhürman’a.
Bilindiği gibi, CTP başkanı Erhürman heyeti ile BM Genel Kurul çalışmalarında temaslar yapmak ve Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmak için New York’ta.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın, UBP kurultayında verdiği mesaj, işte bu ziyaret.
Paralel yapı söylemini tehlikeli ve gereksiz bulduğumu bir kez daha söylemeliyim.
Tabi başka gelişmeler de var.
“Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’nda konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ikinci kez uluslararası toplumu ‘KKTC’yi tanımaya ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etti.”
Bunu yeni bir gelişme olarak görmemek mümkün tabi ki.
Belki pek bir şey ifade etmeyebilir.
Ancak, önümüzdeki yıl yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi için önemli bir anlam ifade ediyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çağrıyı elbette bu seçim için yapmadı.
Daha önceki BM toplantılarında da aynı konuyu gündeme getirmişti.
Fakat KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim ve propaganda sürecinde politika belirleme açısından, sol siyasete bir zorluk, sağ siyasete ise bir kolaylık sağlayacağını düşünebiliriz.
Cumhurbaşkanlığına aday olmasına kesin gözle bakılan CTP Başkanı Erhürman, o güne kadar, Türkiye’nin görüş ve politikası değişmezse nasıl bir politika belirleyip, seçmeni etkileyecek.
Ersin Tatar bir kez daha aday olacak mı veya aday gösterilecek mi?
Henüz net değil, ama aday olacağını düşünerek, muhtemel rakibi Erhürman’ı, şimdiden paralel yapı kurmak ve milli siyasete zarar vermekle suçluyor.
Aslında, rekabeti şimdiden, adaylığı netleşmeden başlatıyor.
Propaganda politikası ve izlenecek yolla ilgili ipucu veriyor.
Önümüzdeki süreç, bu tartışmaların gölgesinde geçecek ve benzer söylem ve suçlamaları bolca duyacağız.
Şimdiden bunun ipuçları görülüyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.