TMK’ya kaynak önerisi olan var mı?
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ın ev sahipliğinde, Rum lider Nikos Hristodulides ile akşam yemeğinde bir araya geldi.
Beklenti yüksek olmasa da bu gelişme önemlidir, gecenin özeti şudur;
Garantör ülkelerin de katılacağı, gayri resmi toplantının yapılacak olması.
Kıbrıs’ta devam edecek görüşmelerde, yeni geçiş noktalarının açılması için çalışmalar yapılması.
Bunun yanında, ortak zemin olmadığı da teyit edildi.
Devamı gelir mi, hangi şartlarda bir yol haritası belirlenecek, şuan için netleşmiş değil.
En belirgin olan durum ise, diyalogdan kaçmamak.
Konu, fikir, görüş, beklenti ve istekler her olursa olsun, tek yol diyalog kurmaktır.
Elbette sonsuza kadar, ilelebet ve sonuçsuz bir süreci de savunmuyorum.
Ama iletişim her zaman için önemlidir.
Yola çıkarken bilinmesi gerek;
Sorun sürece yayılır, zamana bırakılır, sonuç alınmazsa, süreci baltalayacak tarafın, bunun bedelini göze alması, ödemesi.
Olumlu, yapıcı, katkı sağlayıcı tarafın ise bunun karşılığını alması, önünde bir engel kalmaması.
Ben yine de KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla sürecin hızlandırılacağını düşünmüyorum.
Cumhurbaşkanı Tatar adım atma, ileriye götürme noktasında, istekli olmayacaktır.
Türkiye'nin tavrı içinde bulunduğumuz süreçte en önemli etken, o da nereye kadar gidecek, istikrarsız, belirsiz bir ortam var.
Söylediğim gibi sonucu göreceğiz.
Bu konunun devamını, bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Mülkiyet sorunu en çetrefilli başlıklardan.
Mülkiyet büyük sorun, önemli bir başlık, kilit noktalardan biri.
Bilindiği gibi birkaç gün önce içinde Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği tarafından oluşturulan, “Hakların Korunması İnisiyatifi”, Metehan Sınır Kapısı’nda eylem yaptı.
"Eylemde, “mülkiyet sorununun Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığı ile çözülebileceği, Rum tarafınca mülkiyet sorunu kullanılarak başlatılan ekonomik saldırının uzlaşma çabalarına darbe vurduğunun ve Kıbrıslı Türklerin yok olmaları amacı taşıyan her türlü girişime karşı mücadele edileceği” ifade edildi.
Eylemle ilgili olarak çok şey yazıldı, söylendi, herkesin kendini ifade etme, öneri sunma, ses verme hakkı yok mu?
Eyleme katılanlar için birçok suçlama, eleştiri yapıldı.
Bu bir hak ve sadece belli bir düşünceye ait de değil.
Rum tarafında, kuzey Kıbrıs’ta kalan, 1974 öncesi Rumlara ait taşınmazlarla ilgili tutuklama uygulamasının, insani olmadığı ve bu yöntemle çözülemeyeceği noktasına katılıyorum.
Bunun siyasileştirildiği, yargı ve hukuk ile bir sopa haline getirildiğini düşünüyor, bu konudaki söylemleri haklı buluyorum.
Tekrardan altı çizilmeli, yargı, hukuk ve ceza ile bu sorun çözülmez, daha da zorlaştırmaktan başka bir yola hizmet etmez.
Hakların korunması eyleminde sorunun TMK ile çözülmesinin altı bir kez daha çizildi.
Herkes, tüm kesimler, mülkiyet sorununun çözümü için Taşınmaz mal komisyonunu adres gösteriyor, yolun bu olduğunu söylüyor, anlatıyor.
Mutlaka ki TMK önemlidir, mümkün olduğunca etkin kullanılmalıdır.
Peki, sorun nedir?
Sorun, kaynak değil midir?
Bu kaynağı kim nasıl bulacak, nereden bulacak ve TMK için bir finans yaratacak.
Birilerinin bunu da düşünmesi önermesi gerekmez mi?
En büyük sorun bu değil mi?
TMK için kaynak yaratılmasına, önerisi olan var mı?
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.