Ceza şart mı?
Bir otorite sorunu var.
Bu çok açık ve net.
Zaten bunu kabul etmeyen yok.
Ancak işin bir başka taraf ve boyutu da var.
Bir yanlışın yapılmaması ya da doğru olanın yapılması için, illa ki birilerinin zorlaması, dayatması, ceza uygulaması mı gerek.
Araç kullanırken, uyulması gereken belli kurallar var, kemer takmak, cep telefonu kullanmamak, alkollü olarak sürücü koltuğuna oturmamak, belirli bir hız da gitmek ve daha birçok konu.
Bunlar tecrübe ile gereklilik, önlem alma zorunluluğu ile ortaya çıkmış meseleler.
Trafik güvenliği, denetimi için alınmış ve uyulması yasalarla zorunlu hale getirilmiş düzenlemeler.
İnsan hatalarının, en aza inmesi, herkesin en başta kendini ve tabi ki karşıdaki insanları koruması, bunun sağlanması için, yasalar, kurallar, cezalar, eğitimle bilinçlendirme.
En önemlisi de bunlar yapılırken, nelerin düşünüldüğü, amacın ne olduğu?
Amacın ne olduğunu, sanırım bilmeyen yok.
Ama yine de olmuyor, ihlaller, yasa tanımazlık, vurdumduymazlık, ne kanun, ne de kural tanınmıyor.
Sonrasında ortaya adına “trafik” denilen bir canavar çıkıyor.
Devletin ihmali, hantallığı, siyasetçinin korkak ve popülist yaklaşımı, hepimizin canını yakan olaylara davetiye çıkarıyor.
Yasalara ve yasaklara karşı, en başta otoritenin zayıflığı, boşluğu sebebiyle genel olarak bir ciddiye almama yaşanıyor.
Tabi ki örnek çok, başlığı “yasa tanımama” koyarsak, altını daha pek çok olayla doldurabiliriz.
Bilindiği ve doğru olduğu kesin olan bir uygulama gibi, kapalı alanlarda sigara içilmesi yasak.
En azından benim bildiğim böyle, yasa mı değişti acaba, artık kapalı alanlarda da sigara içilebiliyor mu?
Son zamanlarda bunu sıkça düşünüyor ve sorguluyorum.
Çünkü kapalı alanlarda çok rahat bir şekilde sigara içildiğini gözlüyorum.
Üstelik kamusal alanlarda, tüm vatandaşın ortak kullandığı, devlet daireleri ve kurumlarda.
Denetim olmadığı gibi, içicilerin de bu yasağa uymadığı belli.
Genel bir durumdan bahsetmem belki yanlış olur, fakat bunu çok sık ve çok yerde gördüm, tanık oldum.
Konu ne olursa olsun, bir ihtiyaçla bir uygulama hazırlanmışsa, uyulması, uyulmuyorsa da, gerekenin olması için tereddütsüz, ne ise yapılmalı, doğru korunmalı ve teşvik edilmeli.
Sebepler ortada ise, herkes önce kendinden yola çıkarak, başkalarına saygı duymalı, başkasının rahatsız olacağı bir eylemi yapmamalı, işin özü saygıda.
İlla cezaya, denetime gerek kalmamalı.
Saygı demişken, tabi ki başka başka alanlarda başka yanlışlar da var.
Öyle yanlışlar ki, sistemin kendisi olmuş.
Bu sistemin ya içindesiniz, ya dışında.
Başkalarının önüne geçmek, başkasının hakkını almak, her işte torpil aramak, devletin kaynağını harcarken bundan gurur duymak.
Hastanede, okulda, bankada, bir devlet kurumunda, herhangi bir iş için, illaki başkalarının önüne geçmeye çalışmak, geçmek ve bundan haz duymak.
Dediğim gibi, öyle bir sistem ki, ya içindesiniz, ya dışında.
Böyle olunca, ne eğitim, ne tecrübe, ne liyakat, önemli olmadığı gibi kalitesizlik, her alana hâkim olur.
Devlet kurumlarında işler dönmez, devlet aklı, hafızası, teamülleri, yerini iş bilmez bürokrasiye bırakır.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.