Maaşlardaki konsolideyi kaldırma tasarıları geri çekilebilir

2025 yılı pek çok açıdan sıkıntılı olacak.

Bu belki klasik bir söylem olarak düşünülebilir.

Ancak ekonomik ve siyasi göstergeler bunu belli ediyor.

Bütçe görüşmeleri son evrede, ama daha şimdiden, büyük bir bütçe açığı, daralan ekonomi ve alınması planlanan önlemler tartışılmaya başlandı.

Öncelik, tabii ki ekonomi, günlük yaşamda, insanlar cebine giren parayla, cepten çıkan para arasında ki farka bakıyor.

Türkiye'de siyasi literatüre giren cümle geliyor akıllara;

Süleyman Demirel "Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur."

Siyasetin en büyük korkusu ve en büyük sınavıdır, başta ekonomi yönetimi ile bu konuya bağlı toplumsal refah.

Hükümet pek çok konuda yanlış adım attı, geriye dönmeye çalıştı.

Peki, yaşanan zarar, yerine konamayacak kayıplar ne olacak?

Ekonomi genel bir kavramdır, kamu maliyesi ise devletin gelir, gider ve kaynak varlığını anlatır.

Hükümet 2025 yılı için “ekonomik disiplin yılı olacak” yaklaşımında.

Bu disiplin sadece kamudan çekilen maaşlar için olacaksa, bu başlı başına büyük bir eksiklik olur.

Söyledim, ekonomi geneldir, disiplin altına alma amacı ve çalışması varsa, tüm ekonomik faaliyetleri içine almalıdır.

Sadece kamudan, sadece maaşlardan bir tasarruf yaratma düşüncesi, daha ilk baştan olmayacak bir uygulama olur.

Artık ücretler ve maaşlar da artış diye bir uygulama yok.

Yapılan, hayat pahalılığı, yani düşen alım gücünün, doğruluğu da tartışmalı olan belirleme yöntemi ile çalışanların, ücretlilerin bu kaybının giderilmesi.

Ki bunun yöntem ve sepet çeşitliliği ile güncelliği de son derece tartışmaya açık.

Yani işin özü, esası, hayatın pahalılaşması, bunun önünü alacak uygulamalar, planlamalar, politikalar üretilmezse, bunun önlenmesi de mümkün değildir.

Sorunun kendisi çözülmez, çözüm olarak hayat pahalılığının yansıtılmaması olarak görülürse, bu hem ekonomiyi daraltacak hem de adaleti ortadan kaldıracak.

Söz konusu sadece kamu çalışanları değildir, sigortalılar, emekliler, engelliler, sosyal yardımla geçinenler, hiç adil olmaz.

Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanı Özdemir Berova;

“Kamu çalışanları, emekliler ve sigorta emeklilerinin maaşlarındaki konsolide uygulamasının kaldırılacağına dair yapılan açıklamaları yalanladı. Hükümetin hayat pahalılığı uygulamasından vazgeçmediğini vurguladı.”

Hayat pahalılığı uygulamasından vaz geçilmedi, doğru, ama konsolide uygulamasından vaz geçilmesi planlandı, yasa hazırlandı.

Sorun da burada.

Bu bir önlem değil, kolaya kaçmak, yükü sadece bir kesime yüklemek ve piyasayı daha da daraltmak.

Farklı maaş dilimlerine, farklı uygulamalar yapmak daha adil olacaktır.

Tartışmalar sürerken önemli bir gelişme yaşandı.

Başbakan Ünal Üstel, Maliye Bakanı Özdemir Berova ve kamuda yetkili sendikalar dün bu konu ile ilgili bir toplantı yaptı.

Sendikalar, yapılmak istenen uygulamanın çok bir kazanç sağlamayacağını, bu tartışmaların, belirsizliğin, boş yere yaşandığını, verilerle hükümete anlattı.

Sonuçta Başbakan Üstel, konuyu tekrardan değerlendirmek üzere süre istedi ve yeniden bir araya gelmek üzere söz kesildi.

Hükümet kanadından yaptığım araştırmada ise, söz konusu yasanın geri çekilmesi görüşünün ağırlıklı kazandığını öğrendim.

Geri mi çekilir, tadil mi edilir, bilemem, ama diyalog her zaman iyidir.

İşte bundan eminim.