Erdoğan’ın çok taraflı mesajları

Yayın Tarihi: 17/09/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Dünün gündemine, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözleri damga vurdu;

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim kardeşimizdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerimiz olarak görüyoruz.

Buna el uzatılmasına da müsaade etmeyiz. Türkiye, uluslararası hukuk zemininde ve Birleşmiş Milletler kararlarında meşru şekilde tanınan garantörlük haklarına sahiptir. Bu haklar hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığına ve Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarına güvence sağlamıştır.

Kimse, Kıbrıs Adası üzerinde yeni acıları ortaya çıkartacak oyunlar kurmamalıdır. Ne biz ne Kıbrıs Türk halkı yaşadıklarını unutmuştur. Acılarla dolu hafızalar taptazedir. Benzer acıları bir daha kimse Kıbrıs Türkü'ne yaşatamaz, biz buna izin vermeyiz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemen bir devlet olarak bağımsız yargısı gözetiminde inşallah seçimlerini gerçekleştirecektir.

Ben, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimlerinin hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıklamaları,  Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi dönüşünde gazetecililerle yapılan sohbette, sorulan bir soruya karşılık yaptı.

Bu sorular, tabi ki doğal olarak o an ortaya çıkan sorular değil.

Hazırlığı yapılmış, bu cevabın verilmesi için sorulmuş bir sorudur.

Bunun tersini düşünmek mümkün değil.

Peki, neden, sebep ne olabilir?

KKTC seçiminde herhangi bir adaya yakın olmamak için mi, yoksa farklı mesajlar vermek için mi?

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC seçimlerine yönelik söylemeleri mutlaka ki önemlidir.

Yanlış olan, bizim kamuoyunun verdiği tepkidir.

Herkes, her kesim, kendi siyasi görüş, taraf ve çıkarına göre, bu cümleleri anlamlandırıyor ve avantaj sağlamaya çalışıyor.

Bu hem sağ, hem de sol siyaset için geçerli.

Türkiye’nin KKTC seçimlerine bir fil müdahil olmaması elbette en doğrusudur.

Ancak bu son açıklamaların, Cumhurbaşkanı ve yeniden aday olan Ersin Tatar aleyhine olduğunu düşünmek, hem siyasete, hem Türkiye’ye, hem de Ersin Tatar’a haksızlıktır.

Burada çok ince mesajlar verilmiştir.

İktidar kim olursa olsun, bizim görev ve sorumluluklarımız devam edecektir deniliyor.

Yani, örneğin Türkiye Kıbrıs konusunda, iki devletli çözüm modeli politikasını sürdürdüğü sürece, KKTC Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, bizimle, bu politika ekseninde çalışmaya devam etmelidir, bu mesaj da hem Cumhuriyetçi Türk Partisine, hem de Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’a verilmiştir.

Tufan hoca da Kıbrıs sorununa çözüm politikalarının Türkiye ile beraber yürütüleceğini defalarca söyledi.

Şimdi mesele şu, Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı seçilirse, Türkiye’nin iki devletli politikasını sürdürecek mi?

Türkiye, Tufan Erhürman’ı, ya da Tufan Erhürman Türkiye’yi kendi politikasına getirebilecek mi?

Kıbrıs sorununa, iki devletli çözüm ile federal çözüm modeli ters politikalar.

Hangisi ortak politika olacak, soru bu.

Ve Erdoğan bu açıklamalarla, bir anlamda da kim seçilirse seçilsin, bizim çalışacaktır demiştir.

Bu kötü bir şey mi, elbette kötü bir şey değil, olması gerekendir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları