KKTC’nin seçimi ve Türkiye’nin çelişkileri
KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, görevi bugün devralıyor.
Bugün itibarı ile resmi olarak görevine başlayacak, mutlaka ki aklında ekibi, politikasını sürdüreceği kadroları hazırdır ve hızlı bir şekilde yeni döneme başlanacaktır.
KKTC de seçim ve sonucuna dair ortam yavaş yavaş oturuyor, normalleşiyor.
Ancak KKTC’nin aksine, Türkiye de KKTC ve seçime dair tansiyon düşmek bilmiyor.
Sanki Tufan Erhürman seçimden hemen sonra Rum tarafı ile masaya oturup, Türkiye’nin onayı olmayan bir anlaşmaya imza attı.
Konu çok büyütüldü.
Her zaman böyle olur, ama bu defa daha farklı.
KKTC’nin seçimi Türkiye’nin iç siyasetine malzeme yapılıyor.
Seçim sonuçlarının netleşmesinden sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diplomatik bir dille ve olması gerektiği gibi bir açıklama yaptı;
"Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde gerçekleşen seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Tufan Erhürman'ı tebrik ediyorum."
Ardından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çok üzücü ve kırıcı bir çıkış yaptı ve şunları söyledi, söylemekle kalmadı, günlerdir ısrar ediyor ve son olarak da şunları söylüyor;
“Seçim öncesinde TV kanallarında federasyon mu iki devletli çözüm mü tartışmaları çok yapıldı. Bu yüzden federasyon fikrini savunan bir adayın kazanmasıyla o küçücük federasyon kıvılcımının ateşe dönüşmemesi gerektiğini düşündüğüm için hemen açıklama yaptım.
Çünkü bunun beklenti haline gelmesi Türkiye açısından çok tehlikeli bir durum oluşturur. KKTC’de federasyon, Suriye’deki federasyon amaçlayan güçleri de tetikler. Bu da Türkiye açısından kabul edilemez. Bu kapsamda baktığımızda en doğru kararın KKTC’nin Türkiye’ye katılması olacaktır.”
Bu çelişkili açıklamalar üzerine sosyal medyada şu paylaşımı yaptım;
“Devlet Bahçeli’nin sürekli hale gelen KKTC ile ilgili sözlerinin, hafta sonu yapılan seçim sonucunda ki sorumluluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mal etme çabası olabilir mi?
Erdoğan’a mesaj verir gibi, yani daha çok iç siyasete yönelik bir söylem. Erdoğan’ın Rusya’dan uzaklaşıp ABD ve batıya yaklaşma ihtimalini önleme çabası gibi sanki.”
İşin esası bana göre şu;
“KKTC’de federasyon, Suriye’deki federasyon amaçlayan güçleri de tetikler. Bu da Türkiye açısından kabul edilemez. Bu kapsamda baktığımızda en doğru kararın KKTC’nin Türkiye’ye katılması olacaktır.”
Suriye de federasyonu isteyen kim, elbette ABD ve İsrail.
Devlet Bahçeli, Türkiye de pek çok konunun öne çıkmasına, gündeme alınmasına ve tartışılmasına ön ayak olmuş bir siyasetçi.
Türkiye de yeni yönetim şeklinin belirlenmesi, AK partinin kaybettiği seçim sonrasında, seçimin tekrarlanması ve Ak partinin yeniden iktidara gelmesi, son zamanlarda Kürt meselesinde yeni açılım süreci, Filistin konusu, Rusya ve Çin ile işbirliği çağrısını yapması, ABD ile yapılan anlaşmaları eleştirmesi, Bahçeli hemen her konuda mesajlar veriyor.
KKTC’nin seçimi de bu çelişkilere malzeme yapılıyor gibi bir izlenim var.
Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı, Türkiye’nin en başta ABD ile ilişkilerine olumlu bir etki yapar mı?
Ortadoğu coğrafyasında ABD, İsrail etkisi Kıbrıs sorununa da yansır mı?
Seçim bitti ve yeni dönem başlıyor, daha en başından, henüz politika ve siyaset ortaya konmadan önyargılı olmamak gerek.
Öyle bir gerginlik ki, boş yere.
Esas tablo, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın, bir devlet geleneği olarak Türkiye’ye yapacağı ziyaret ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde ortaya çıkacak.
Bununda önümüzdeki hafta gerçekleşmesi yüksek ihtimal.
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.