Hazır değiliz…
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu dün konuğumdu. Uzun uzadıya İsias Oteli’nde hayatlarını kaybeden evlatlarımızı konuştuk. Çavuşoğlu deprem olur olmaz Adıyaman’a giden ve ailelerle o zor koşulları paylaşan, ailelerin dramına ortak olan bir siyasetçiydi. 6 Şubat’ta gerçekleşen anma törenini konuştuk, yargı sürecini konuştuk. Laf döndü dolaştı bir yılda biz ne yaptık konusuna geldi. Deprem fonunda iyi bir para birikti birikmesine ama okulları tamir etmek için ya da yeni okul yapmak için yeterli bir kaynak olmadığını ve bunların yapılabilmesi için milyarlar gerektiğini anlattı Sn. bakan.
Evet okullara prefabrik sınıflar yapıldı, bazı okullara tadilat yapıldı yapılmaya çalışılıyor ancak bakanın anlattıklarından benim anladığım bu hiç de kolay bir süreç değil. Hem zaman açısından hem de kaynak açısından. Bir gerçeği daha anladım; KKTC olarak bizler herhangi bir depreme hazır değiliz. Ne okullar hazır ne de özel mülkler hazır. Okulların çoğu normal sivil insanların kaldığı evlerin büyük bir çoğunluğu çok eski yapılar, birçoğu savaş öncesine ait binalar ve bu binaların bir ömrü var. Birçoğu niteliksel ömürlerini tamamladılar. Eski binaları sağlamlaştıralım deseniz dahi bu sağlamlaştırma işi astarı yüzünden pahalıya gelen işlemler.
Sözün özü bir yıl önce Türkiye’de sağlam iki deprem meydana geldi, bu depremden hepimiz korktuk ve oturduğumuz evlerin sağlamlıklarını sorguladık ama sadece bununla kaldık. Yani KKTC olarak olası şiddetli bir depreme hazır olmadığımız gibi hazırlanmak gibi de bir derdimiz yok. Ders çıkarmadık mı dersiniz, elde olmayan imkanlar mı dersiniz, ne derseniz deyin biz Kıbrıs’ın Kuzeyi olarak depreme hazır değiliz. Acı olan da nedir biliyor musunuz; çabuk unutuyoruz. Bakın 6 şubat 2023’ten 2024 yılına bir yıl geçti ve bu zaman göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçti. Sezdik mi bu bir yılı hayır sezmedik. Deprem için bir şeyler yaptık mı hayır yapmadık, yapmayacağız da. Çünkü unutuveriyoruz hemen. Halbuki böyle olmamalı. Özellikle okullarla ilgili olarak gerekli sağlamlaştırmanın yapılması gerekiyor.
Bakan Çavuşoğlu önemli bir şey daha söyledi dört yılda 20 okul yaptık dedi ve bir okulun maliyetinin yaklaşık 150 milyon lira olduğunu, yoluyla çevresel düzenlemeleriyle bu rakamın 200 milyona ulaştığını söyledi. Tamir edeceğine okul yap daha iyi. En azından yeni ve sağlam olduğunu biliyorsunuzdur.
Tabii yabancı öğrenci nüfusu da var. Örneğin Lefkoşa Türk Lisesi’nin kapasitesi diyelim ki 1200. Lefkoşa’ya iki yeni okul yapıldı. Bu yeni yapılan iki okula Türk Lisesi’nden de öğrenciler aktarıldı ve okulun nüfusu 600’lere düştü ancak kısa sürede 900’e çıkıverdi. Bakan bunun sebebini yabancı öğrenci nüfusuna bağlıyor. Konuşmanın sonucundan ciddi anlamda yeni okullara ihtiyaç duyulduğunu anlıyorsunuz.
Çok eleştirilen yapılacak ikinci ilahiyat kolejini de konuştuk. Araziyi UBP Milletvekili Sunat Atun vermiş, arazi Samtay Vakfı’nın arazisi. İyi de yapmış Sunat Atun bence. İhtiyaç olduğundan ikincisi yapılacak ve Lefkoşa’daki ilahiyat kolejinin nüfusu rahatlatılacak. Bakan Çavuşoğlu konudan bahsederken İlahiyat koleji dönemin Başbakanı CTP’li Özkan Yorgancıoğlu tarafından yapıldı dedi. Herkes biz UBP’ye kızıyor ama CTP hükümetteyken yapıldı dedi ve bunun bir ihtiyaç olduğunu, talep olduğunu ve bu talepten dolayı yapıldığını anlattı ve ekledi bu koleje sınavla giriliyor, öyle her öğrencide alınmıyor dedi. Koleji de Türkiye hükümeti yapacak. Bu kötü bir gelişme değil aksine iyi bir gelişme ama bunun daha iyi bir gelişme olması için Eğitim Bakanlığı, AK Parti hükümetine bir de düz lise bize yapın demeli. Nerede ihtiyaç varsa. Gazimağusa’da mı ihtiyaç var, benim Eğitim Bakanım, AK Parti hükümetinden ilahiyat kolejine ek olarak bir de düz lise yapmasını isteyecek ve Gazimağusa’ya bin öğrenci kapasiteli bir lise yaptırabilmeyi başarmalı.
Sonuç olarak dostlar depremin birinci yılını andık ve hüzünlendik. Hepimiz bir yıl öncesi şubat tarihine gittik. Çok büyük bir dram. Allah herkese sabır versin, versin vermesine ama ülke olarak depreme hazır olmadığımız gibi korkularımızı da çok çabuk unutuyoruz. İşin gerçeği de bu.
***************
Günün Sözü
Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki. Unutma, kimi gittiği yeri mutlu eder, kimi terk ettiği yeri.
Oscar Wilde
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.