Sibel Siber’e adaylığı sordum...
Dr. Sibel Siber geçtiğimiz gün bende konuktu. Oldukça güzel bir canlı yayın yaptık. Sibel hanımın ilk milletvekili seçildiği günleri hatırlarım. Bu süreçte Sibel Hanım kendini çok geliştirdi ve olgunlaştırdı. Doktordu, herkesin sevdiği bir doktor. Neredeyse memleketin yarısına şifa dağıtmış doktorlardan biriydi. Hatta siyasete karışması böyle iyi bir doktorun kaybedileceği düşüncesiyle eleştirenler de olmuştu. Sibel hanım geçiş hükümetinde Başbakanlık yaptı. Üç aylık gibi kısa bir dönemdi ama son derece dikkatli ve devlet kurallarına uyan bir yapısı vardı. Sonra Başbakanlık bitti ve ardından Meclis Başkanlığı geldi. Son derece duyarlıydı. Açıklamaları toplumsal sorunlara bakışı, dile getirişi, hükümeti uyarması, Cumhurbaşkanıyla kurduğu önemli ilişkiler hep bunlar Sibel hanımın kısa sürede kazandığı devlet tecrübesine tecrübe kattı.
Sonra gün geldi Cumhurbaşkanı adayı da oldu ve hiç küçümsenemeyecek bir oy da aldı. Tüm bunlar bitti. Oturup keyif yapacağı yere kitaplar yazdı sempozyumlara katıldı, güncel konularla ilgili her fırsatta açıklamalar da yapmaktan geri durmadı. Hiçbir zaman hızla bozulan bu memleketin düzeltilemeyeceği duygusuna kapılmadı. Ona göre her zaman bir çıkış yolu vardı. Programda da bunları vurguladı.
Siyasi serüveni bitince doktorluk mesleğini de icra etmeye devam etti. Adım gibi eminim giden birçok vatandaştan para bile almamıştır. Evet Sibel Hanım böyle bir doktor böyle bir eski Başbakan Meclis Başkanıydı.
Çok şey konuştuk. Araya 2025 yılında yapılacak seçimlerde aday mısınız diye sormayı ihmal etmedim. Güldü önce; “çevremden çok telkin var” dedi. Sonra “şu an böyle bir düşüncem yok ama değerlendiriyorum” dedi ve konjonktürün ne olacağını bekleyip göreceğini söyledi.
Sibel hanım adaylık konusunda bence istekli ama memleketin konjonktürü son derece önemli. Kıbrıs konusunda ne olacak, yeni bir müzakere süreci başlayacak mı yoksa Kıbrıs meselesi ki şu an öyle görünüyor tozlu raflara mı kaldırılacak. Hep bunlar ben adayım diyebilecek birinin bekleyip görmesi gereken bir süreçtir.
CTP her ne kadar çözüm sürecinin başlayabileceği konusunda umutlu açıklamalar yapıyor olsa da Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan öyle konuşmuyor. Ankara’nın ve Kıbrıs’ın Kuzeyinin artık Rumların Kabul etmesi zor şartları var. Bu nedenle Kıbrıs meselesinde yeni bir süreç başlar mı açıkçası ben çok emin değilim.
New York Zirvesi son derece önemli. Her ne kadar çözüme yönelik soğuk açıklamalar yapılıyor olsa da büyük devletlerin çıkarlarına yönelik uygun bir Zemin oluşursa bir bakarsınız kendimizi yeni bir müzakere sürecinin içinde buluruz.
Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre Cumhurbaşkanı Tatar kesinlikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından destekleniyor ancak sağda Sn. Tatar dışında bir aday çıkmazsa halk Tufan Erhürman’a da yönelebilir. Tabii Tatar’ı kesinlikle küçümsememek lazım; hala potansiyel bir Cumhurbaşkanı adayıdır ve kazanmaya yakın bir isimdir.
İşte tüm bu koşullar 2025 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını etkileyecektir. Şu da bir gerçektir ki Kıbrıs Türk halkı çözümsüzlükten usanmıştır. Pahalılık, kötü yaşam koşulları Kıbrıs meselesindeki tıkanıklıktan Kıbrıs Türkü usanmıştır. Bu nedenle keşke Cumhurbaşkanı Tatar bir müzakere süreci başlatabilse. Önemli sorulardan biri de şudur Tatar ne diyerek aday olacaktır. Çözüm umudu yok, halka ne vadederek aday olacaktır. Bir kere seçim ekibinin çok iyi sloganlar hazırlaması gerekmektedir. KKTC’yi tanıyan biri de olmadığına göre halka umut vadeden bir başka adayın kazanma şansının daha yüksek olabileceğin gözden çıkarmamak lazım.
Ama şu da bir gerçektir; Müzakere koşulları oluşmamıştır. Yani böyle bir koşul var da Tatar ısrarla görüşmüyor diye bir şey de yoktur. Tatar’a da haksızlık etmemek lazım ama en önemlisi bu halka umut vadetmek bir simülasyon satmak gerekecektir. İşte bu nedenle bu süreç önemlidir.
Tekrardan Sibel hanıma dönecek olursak; aday olur mu bilmem ama aday olursa iyi bir oy alacağını söyleyebilirim. Çünkü Sol partilerin de ellerinde pazarlayacakları bir çözüm umudu yoktur.
*********************
Günün Sözü
“Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.”
Nazım Hikmet
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.