Kolay mı öyle barikattan geçmek…
Rum Lider Hristodulidis 14 maddelik bir bildiri yayınlamış ve Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta haklarının iyileştirmesine yardımcı olacaklarını açıklamıştı. En önemli gündem konusu ise karma evliliklerden doğan çocuklara “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlıklarının verilmesi ihtimali. Son zamanlarda bu konu konuşuluyor ve vatandaşlıkların bir lütuf değil bir hak olduğu üzerinde duruluyor. Kamuoyundaki diğer hakim görüş ise Hristodulidis’in zamana oynadığı ve vatandaşlık vermeyeceği yönünde.
Her şeyden önce bu hak mı evet hak. Bir Kıbrıslı Türkün, yaptığı karma evlilikten dolayı doğan çocukları babadan ya da anneden doğan hakkı alabilmeli yani vatandaş olabilmeli. Ben kendi üzerimden örnekler vererek anlatayım bu konuyu ve Rum yönetiminin Kıbrıslı Türkler ile ilgili arka plandaki düşüncelerinin ne olduğunu daha iyi anlayasınız.
Benim eşim Türk vatandaşı. KKTC’ye üç yaşında gelmiş. Adana’dan göç etmiş ailesiyle. Hayatında Adana’ya birkaç kez gitmiş yani doğduğu topraklara çoktan yabancı olmuş. Konuşması da aynen bir Kıbrıslı Türkün şivesi gibi. Biz eşimle İstanbul’da evlendik. Gün geldi çattı Rum tarafına birlikte geçmeye. Evlilik belgesini gösterdik Lokmacı geçiş kapısında. Rum görevli kalın gözlüklerini takarak zar zor alfabe Latince olduğu için yarım saatte bilgisayara işledi. Eşim bir süre evlilik kitapçığını göstererek Rum tarafına geçiş yaptı. Hatta kapıdaki Rum görevli kadın bir keresinde “neden kocanla geçmiyorsun, geçeceğinde kocanla geç” uyarısı bile yaptı ki bu Rum görevliyi zerre kadar ilgilendiren bir konu değil.
Devam edelim. Dediğim gibi bir süre evlilik cüzdanını göstererek geçti. Sonra bir gün Rum görevli dedi ki T.C. kimlik kartını görmek istiyorum. Sonra bir süre T.C. kimlik kartıyla geçti, sonra bir gün artık T.C. kimlik kartını kabul etmiyoruz, T.C. pasaportunu getir dediler, eşim T.C. pasaportuyla geçmeye başladı. Kapılardaki son uygulama T.C. pasaportu.
Neden bu örnekleri verdim; Rum yönetimi belki kapıdaki görevlinin gıcıklığı belki genel anlamda alınmış bir karar doğrultusunda üç farklı beyanla kapıdan geçiriyor. Vücut dilleri tamamen negatif. Şansları olsa kapıdan geçmeye izin vermeyecekler. Biz eşimle her Güney’e geçişimizde bunu hissediyoruz.
Bir başka ilginç konu ise şu; kara sınır kapılarından karma evlilik yapanlar Güney’e geçebiliyor ama havaalanını kullanamıyor. Halbuki Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı bulunan biriyle eşi hava sınır kapılarını da kullanabilmeli ama böyle bir uygulama yok. Rum Yönetimi’nin karma evliliklere bakış açısı bundan ibaret. Şimdi Hristodulidis karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık verilmesini incelemeye alacakmış umarım bu vatandaşlıklar verilir. Şahsen ben vereceklerine inanmıyorum. Tamamen keyfi hareket ediyorlar.
Bir başka örnek; eğer ben Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartı taşıyorsam ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de vatandaşıysam kapıdan geçerken beni bilgisayara işlememesi ve benim de Kıbrıslı Rumlar gibi kimliğimi göstererek geçmem gerekir ama ben hem Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıyım hem Kıbrıslı Türküm ama beni Rumlara yaptığı gibi yapmayıp bilgisayara işliyor. Alın size bir eşitsizlik daha.
Bu örnekler artırılabilir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı federal çözüm isteyenler eleştiriyor olabilir ama Tatar’ın haklı olduğu önemli bir nokta var; Rum yönetimi Kıbrıslı Türkleri kendi vatandaşlarıyla eşit görmüyor, eşit muamele yapmıyor. Çözüm konusunda yaşanan en büyük anlaşmazlık iki topumu eşit görmemekten ve siyasi eşitliği Kabul etmemekten kaynaklanıyor. Anlıyor musunuz neden çözüm olmuyor.
Garantörlük ve sıfır asker siyasi eşitliğimiz kabul edilse belki kademeli olarak görüşüp uzlaşılabilir ama Rum yönetimi her şeyden önce bizi eşit Kabul etmiyor. İşte bu noktada çözüm meselesi de tıkanıyor. Crans Montana'da yaşanan kriz de buydu zaten. Siyasi eşitliği Kabul etmiyorlar.
Ben federal çözümü destekleyen bir gazeteci olarak size bunu net bir dille ifade edebilirim ki Rumlar çözüm istemiyor.
Daha geçiş kapılarında Kıbrıslı Türklere yabancı muamelesi yapan bir zihniyet nasıl olacak da karma evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık verecek. Anlıyor musunuz meselenin özünü.
****************
Günün Sözü
"Nefes aldığın şehir ne kadar şanslı… Kim bilir, sesini gökyüzü sanan kuşlar bile vardır."
Sait Faik Abasıyanık
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.