New York zirvesi Tatar’ı haklı çıkardı...

Yayın Tarihi: 29/09/25 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York’ta üçlü görüşme gerçekleştirdi ve Rum lider Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi. Yapılan açıklamalardan çok kapsamlı bir görüşme olmadığını anlayabiliyorsunuz. Rum lider, Crans Montana’da kalındığı yerden devam edilmesini ve federal bir çatı altında bir çözümün bulunması gerektiğini savunuyor. Öte yandan Cumhurbaşkanı Tatar ise federasyonun elli yıldır denendiğini ve bir çözüme ulaşılamadığını; bundan sonraki süreçte iki devletli bir çözümün mümkün olabileceğini söylüyor.

Düşünsenize federasyon temelinde bir çözüm olabilmesi için Cumhurbaşkanı Tatar öncesindeki tüm toplum liderleri ortaya inanılmaz bir çaba koymuşlar ve ne yazık ki onlar da başarılı olamamışlardır. Özellikle Crans Montana zirvesinden sonra Türkiye devleti, Rum yönetiminin kendileriyle oyun oynamaya çalıştığını gayet iyi anlamış olacak ki “federasyon defteri kapanmıştır” diyebiliyor Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gittiğimiz şu günlerde Kıbrıs politikasında Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fikir birliği içinde olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Hepimizin anlaması gereken bir nokta var dostlar; Rum yönetimi hiçbir çözüm şeklini kabul edecek bir durum içerisinde değiller. Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman federasyon temelinde bir çözüm modeli üzerinde müzakere yapacağını her ne kadar açık bir dille ifade etmese de çizgisinin bu olduğunu biliyoruz. Sn. Talat ve Sn. Akıncı’nın ki Kıbrıs’ta federal bir çözümü yakalayabilmek için inanılmaz bir mesai harcayan bu iki toplum liderinin Rum yönetimini hiçbir şekilde ikna edemediği gerçeği masanın üstünde dururken, Sn. Erhürman’ın da olur da seçilirse aynı kaderi yaşayacağını biliyoruz.

İşte bu nedenledir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Tatar federasyon defterinin kapandığını ve iki devletli çözümün tek çıkar yol olduğunu savunuyorlar. Beğensek de beğenmesek de bu noktada hem Sn. Tatar hem de Sn. Erdoğan son derece haklı bir tutum içindedirler.

HRİSTODULİS ÜNİTER DEVLETİ SAVUNUYOR

Kıbrıs’ın gerçekleri var. Bu gerçekler ilginç bir hal almış durumda. Nikos Hristodulidis’in federasyondan ziyade üniter devleti savunduğunu söyleyebiliriz. Federasyon bildiğiniz gibi bir Türk tezi. Rumlar federal bir çözüme sarılmış durumda. Tabii Rumların federal çözümden anladığı ile bizim federal çözümden anladığımız olgular aynı şeyler değil. Özellikle Crans Montana zirvesinden sonra federal çözüme dayalı bir çözüm şeklinin Türk tarafınca kabul edilmediğini ve eşit egemen iki devlet temelinde bir müzakere sürecine geçildiğini biliyoruz. Rum tarafı federasyon derken Türk tarafı da bunu kabul etmezken Kıbrıs müzakerelerinin başlaması söz konusu değil. Kıbrıs müzakerelerinde Papadopulos tarzı bir sürece sürüklenilebilir. Papadopulos çok katı bir görüşmeciydi ve adeta Kıbrıs konusunu Papadopulos ile müzakere etmek çok zordu. Yeni dönemde üniter devlet mantığı taşıyan Hristodulidis ile ne kadar verimli bir görüşme süreci olacak bunu da bekleyip göreceğiz.

KIBRIS KONUSU İHTİYARLADI

Yaklaşık 50 yıl Kıbrıs’ta federasyon görüşüldü ve bir sonuç alınamadı. Federasyondan Rum tarafı da vazgeçse ve Türk tarafının istediği görüş zeminine gelse Kıbrıs konusunda yine bir ilerleme olmaz. Rumların istedikleri gayet açıktır. Rumlar siyasi eşitliği paylaşmak istemiyor, sıfır asker sıfır garanti üzerinde duruyorlar. Masanın üzerinde bunlar varken nasıl olacak da Kıbrıs’ta bir çözüm ortamı oluşsun? Bu nedenle Kıbrıs konusu artık ihtiyarlamıştır, çökmüştür, çözülemez hale gelmiştir. Çözülemez halden de ziyade çözülmesi için görüşülemez hale gelmiştir. Görüşemediğiniz konuyu çözemezsiniz de. Şu an Kıbrıs sorunu taraflarca görüşülemez durumdadır. Bu nedenle Kıbrıs konusu ihtiyarlamış ve umut vadetmeyen bir konu haline dönmüştür.

CRANS MONTANA’DA ÇÖZÜLSE ÇÖZÜLÜRDÜ

Gerçekten de Crans Montana zirvesi Kıbrıs sorununun çözülebileceği en iyi zirveydi. Türk tarafı birçok konuda taviz dahi vermişti. Garantiler olsun, askerin azaltılması olsun, hep bunlar kademeli olarak yapılacaktı. Gelin görün ki bu olmadı. Dönemin Yunanistan Başbakanı Çipras bile Crans Montana zirvesini destekliyordu. Nikos Anastasiadis, Çipras’ın hükümet ortağı olan Kociyas ile işbirliği yapmış ve Kociyas, Çipras’ı hükümeti bozmakla tehdit etmişti. İki çözüm düşmanı Anastasiadis ile Kociyas işbirliği yapmıştı. Kıbrıs sorunu çözülseydi Crans Montana’da çözülürdü. Madem ki orada çözülmedi artık çözülmesi son derece zordur. Örneğin Türk tarafı tekrardan federasyonu görüşmeye hazır bile olsa tarafların federasyondan anladıkları ve bekledikleri şeyler aynı şeyler değildir.

Çözüm Rumların uzlaşmazlığından dolayı mümkün değildir. Bu nedenle yakın gelecekte Hristodulidis ile Tatar görüşecek herhangi bir şey bulamayacaklardır. Kıbrıs konusu için ölü ve sessiz bir dönem olacaktır. Bu temelinde Rum yönetiminin Kıbrıs Türk halkını adanın bir ortağı ve parçası olarak görmemeleri yatmaktadır.

Günün Sözü

“Bugünkü aklımız olsaydı Rumları AB’ye almazdık.”

Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları