YANKI

Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR
chaglarm@yahoo.co.uk
Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR

“Sınırların Ötesinde Barış: Karabağ’dan Kıbrıs’a Uzanan İlham”: 6

Yayın Tarihi: 15/08/25 06:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+

6.Doğu Akdeniz’den Güney Kafkasya’ya: Barışın İnce Mimarisi

"Barış, haritalarda çizilen bir hat değil; gönüllerde kurulan bir köprüdür."

Güney Kafkasya’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan yeni barış anlaşması, yalnızca iki ülkenin değil, tüm bölgenin geleceğini şekillendirecek stratejik bir dönemeçtir. Karabağ’da yaşanan trajedilerden bugüne uzanan bu yolculuk, bize barışın ne kadar zor kazanıldığını ve ne kadar kolay kaybedilebileceğini hatırlatıyor.

Doğu Akdeniz’de, özellikle Kıbrıs’ta onlarca yıldır süren çözümsüzlük, bu yeni sürecin sunduğu ilhamla yeniden düşünülmelidir. Çünkü tarihte farklı coğrafyalar arasında görünmez bağlar vardır. Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi, yalnızca Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki kara bağlantısını değil, aynı zamanda Türkiye’nin Kafkasya’ya kesintisiz erişimini sağlayacak. ABD’nin bu koridoru 99 yıllığına işletme hakkını alması ve “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu” olarak isimlendirmesi, bu hattı sadece ekonomik değil, jeopolitik bir güç unsuru haline getiriyor. Bu, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini dengeleme, enerji akışlarını güvence altına alma ve Avrupa–Asya arasında yeni bir ticaret rotası yaratma hedefiyle de örtüşüyor.

Bu tablo, Kıbrıs için de ufuk açıcıdır. Doğu Akdeniz’de bir “Luricina Koridoru” hayali, adadaki iki toplumun kontrollü ve karşılıklı güven çerçevesinde geçişini sağlayacak, ticareti ve insani etkileşimi artıracak bir model olabilir. Böyle bir açılım, hem toplumlar arası güven inşasını hızlandırır hem de uluslararası aktörlere “çözüm iradesi” mesajı verir.

Güney Kafkasya ile Doğu Akdeniz, coğrafi olarak birbirinden uzak görünse de, enerji hatları, ticaret yolları ve jeopolitik dengeler üzerinden derin bir bağa sahiptir. Bu bağın en kritik unsurlarından biri, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında planlanan Zengezur Koridoru’dur. Ermenistan toprakları üzerinden geçmesi öngörülen bu koridor, Azerbaycan’ı Nahçıvan üzerinden doğrudan Türkiye’ye bağlamayı hedefler. Bu yalnızca Bakü ile Ankara arasında değil, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan ticaret ve enerji akışında da yeni bir stratejik damar açacaktır.

Zengezur Koridoru’nun hayata geçmesi, Orta Koridor (Bakü–Tiflis–Kars demiryolu ve Hazar geçişi) ile birleşerek Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz bir hat oluşturabilir. Ancak bu hat, sadece ekonomik değil, siyasi ve güvenlik boyutlarıyla da hassasiyet taşır. Rusya’nın, İran’ın ve Batı’nın bu sürece yaklaşımı, koridorun geleceğini belirleyecek ana etkenler arasındadır.

Bölgesel koridorlar yalnızca Güney Kafkasya ile sınırlı değil. Doğu Akdeniz enerji denklemi de, Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerle şekilleniyor. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervleri, Avrupa’nın enerji güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle, Kafkasya’dan Akdeniz’e uzanan enerji ve ticaret hatları, sadece coğrafi olarak değil, siyasi olarak da birbirini etkileyen bir bütünün parçaları haline geliyor.

İnsani boyut da bu resimde unutulmamalı. 1974’te Kıbrıs’ta yaşanan büyük nüfus mübadelesi, barışın yalnızca sınır düzenlemeleriyle değil, toplumların yeniden inşasıyla mümkün olduğunu gösterdi. O yıl yaklaşık 165.000 Rum güneye, 45.000 Türk ise kuzeye geçmek zorunda kaldı. Bu zorunlu göçler, toplumsal hafızada hâlâ derin izler bırakmıştır. Kafkasya’da yaşanan zorunlu yer değiştirmeler de benzer şekilde, yalnızca demografik dengeleri değil, kimlik ve aidiyet algılarını da köklü biçimde değiştirmiştir.

Bugün Doğu Akdeniz ve Güney Kafkasya, farklı çatışma deneyimlerine sahip iki bölge olarak, birbirlerinden ders çıkarabilir. Barış mimarisi yalnızca devletler arası anlaşmalarla değil, halklar arası güven inşasıyla mümkündür. Eğitim projeleri, kültürel değişim programları, gençlik hareketleri ve ortak akademik çalışmalar, bu güvenin temellerini atabilir.

Zengezur Koridoru’nun açılması ya da Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm bulunması, tek başına barış getirmeyecektir. Ancak bu adımlar, bölgesel entegrasyonun kapısını aralayabilir. Çünkü barış, bir imza ile tamamlanan değil, nesiller boyunca sürdürülen bir süreçtir.

 

Zengezur’un Açıldığı Bir Dönemde Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar

“Barış, sadece bugünü kurtarmak değil; yarını tasarlamaktır.”

8 Ağustos 2025’te Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan anlaşma ile Zengezur Koridoru resmen açıldı. Nahçıvan’dan Azerbaycan’a uzanan bu stratejik hat, yalnızca Güney Kafkasya’nın değil, Doğu Akdeniz’in de kader çizgisini değiştirecek bir gelişme. Artık mesele, “açılır mı?” sorusundan “nasıl yönetilir, nasıl kalıcı barışa dönüşür?” sorusuna evrildi.

1974’te Kıbrıs’ta yaşanan büyük nüfus değişimi, bir coğrafyada barış süreçlerinin demografik dokuyu nasıl kalıcı biçimde değiştirdiğinin tarihsel kanıtıdır. Güney Kafkasya da, Karabağ savaşları sonrası zorunlu göçlerle benzer bir hafızaya sahip. Bugün iki bölgeyi ortak kılan şey, enerji, ulaşım, kimlik ve güvenlik başlıklarında aynı jeopolitik satranç tahtasında olmalarıdır.

Yeni Dönemin Riskleri

Koridorun açılması, bütün riskleri ortadan kaldırmadı; yalnızca risklerin niteliğini değiştirdi.

Güvenlik ve Sabotaj Tehdidi: Açık bir ulaştırma hattı, ticari fırsat kadar güvenlik zafiyeti de yaratabilir. Bölgesel terör grupları, yasa dışı geçişler veya hibrit saldırılar gündeme gelebilir.

Büyük Güç Rekabeti: Rusya’nın Kafkasya üzerindeki nüfuzu, Batı’nın Orta Koridor’a olan ilgisi ve Çin’in Kuşak-Yol stratejisi, koridorun “tarafsız ticaret yolu” mu yoksa “jeopolitik koz” mu olacağı sorusunu canlı tutuyor.

Doğu Akdeniz’de Enerji Dışlanması: Koridorun sağladığı lojistik avantaj, Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz enerji projelerine entegre edilmesi halinde sinerji yaratır; aksi halde iki bölge ayrı eksenlerde kalabilir.

Toplumsal Kırılganlıklar: Yerinden edilmiş nüfusların geri dönüşü veya entegrasyonu konusundaki başarısızlıklar, ekonomik kazançların toplumsal barışa dönüşmesini engelleyebilir.

Açılan Kapının Fırsatları

Koridor artık haritada bir çizgi değil, sahada işleyen bir damar.

Kesintisiz Ticaret Hattı: Bakü’den Kars’a, oradan Mersin limanına; oradan da Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ve Afrika’ya uzanan lojistik zincir artık fiilen mümkün.

Enerji Entegrasyonu: Azerbaycan gazı ve Orta Asya kaynakları, Türkiye üzerinden Doğu Akdeniz terminallerine ulaştırılabilir. Bu, hem enerji güvenliği hem fiyat istikrarı açısından bölgeye avantaj sağlar.

Ekonomik Karşılıklı Bağımlılık: Güney Kafkasya ile Doğu Akdeniz ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşmaları, ortak yatırım fonları ve lojistik üsler, uzun vadeli barışın maddi zeminini güçlendirebilir.

Yumuşak Güç Alanı: Üniversiteler arası ortak programlar, kültür-sanat projeleri ve gençlik değişimleri, bölgeler arası güveni besleyecek yumuşak güç stratejileridir.

Barış Senaryoları – Açılan Koridorun Üç Yolu

Minimalist Senaryo: Sadece ulaştırma hattının korunması ve çatışmasızlık ortamının sürdürülmesi.

Fonksiyonel Barış: Enerji, ticaret ve ulaştırma işbirliğinin, kademeli güven inşası ve teknik sorun çözümü için kullanılması.

Kapsamlı Barış: Siyasi çözüm, güvenlik garantileri ve toplumsal entegrasyonun birlikte hedeflendiği, Karabağ’da ortak yönetim modelleri ve Kıbrıs’ta iki toplumlu federal çözümün önünü açacak strateji.

Sonuç

Güney Kafkasya ile Doğu Akdeniz arasındaki yeni ulaşım ve enerji hattı, yalnızca malların ve kaynakların değil, barışın da taşındığı bir yol olabilir. Zengezur’un dağlarından Lefkoşa’nın sokaklarına uzanan bu hat, doğru yönetilirse, bölgesel rekabetin değil, bölgesel dayanışmanın sembolü olur. Barış, geçmişin acılarını unutmak değil; o acıların üzerine yeni bir gelecek inşa etmektir. Bugün atılacak adımlar, yarının ortak refah haritasını çizecektir.

 

Kaynakça

Akiner, S., & Aldis, A. (2004). The South Caucasus: A Challenge for the EU. Institute for Security Studies.

Bahcheli, T., & Noel, S. J. (2010). The Cyprus Conflict: Looking Ahead. Middle East Policy, 17(1), 59–72.

Bryant, R., & Papadakis, Y. (2012). Cyprus and the Politics of Memory: History, Community and Conflict. I.B. Tauris.

Cornell, S. E. (2022). The South Caucasus: Between Conflict and Cooperation. Routledge.

 

De Waal, T. (2013). Black Garden: Armenia and Azerbaijan Through Peace and War. NYU Press

European Council on Foreign Relations (2022). The Zangezur Corridor: Prospects and Risks.

Hakobyan, T. (2017). Karabakh Diary: Green and Black. Antares Media.

International Crisis Group (2021). Improving Prospects for Peace after the Second Nagorno-Karabakh War.

International Crisis Group. (2024). The Zangezur Corridor and Regional Geopolitics. ICG Report No. 324.

Ismayilov, E. (2016). “Geopolitics of Energy and Azerbaijan’s Foreign Policy.” Caucasus International, 6(1), 45–62.

Ker-Lindsay, J. (2005). EU Accession and UN Peacemaking in Cyprus. Palgrave Macmillan.

Ker-Lindsay, J. (2011). The Cyprus Problem: What Everyone Needs to Know. Oxford University Press.

Lacher, W., & Tzifakis, N. (2023). Eastern Mediterranean Energy Politics. Journal of International Affairs, 76(2), 45–62.

Patrick, R. (1976). Political Geography and the Cyprus Conflict. University of Waterloo Press.

Republic of Azerbaijan Ministry of Foreign Affairs. (2025). Press release on the opening of the Zangezur Corridor.

SIPRI (2016). SIPRI Military Expenditure Database. Stockholm International Peace Research Institute.

Tocci, N. (2022). Navigating the Eastern Mediterranean: Geopolitical Rivalries and Prospects for Cooperation. IAI Papers.

United Nations Peacekeeping. (2023). Conflict and Displacement in Cyprus and the South Caucasus. UN Reports Series.

United Nations Security Council Resolutions 822, 853, 874, 884 (1993).

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.