DP parti binasının altındaki zindanlar

Ancak aynı Serdar Denktaş Parti Meclisinde UBP ve DP'nin birleşmesi ile ilgili bir soruyu adeta meydan okuyarak "evet birleşecekler" diye yanıtlamıştı. Sözkonusu PM toplantısında Denktaş'ın hislerine kapılıp ağzından kaçırdıkları dışında DPUG'nin 9. Kurultayına kadar konu hep inkar edilmiş ancak 9. DP kurultayından sonra Serdar Denktaş DP ve UBP tabanlarına meydan okurcasına DP ve UBP nin birleşeceğini basın yoluyla duyurmaya başlamıştır. Çünkü planı yapanlara göre taşlar artık yerine oturmuştur ve önlerinde engel kalmamıştır.

Siyasi partiler kurumsal yapılardır. En azından öyle olmaları gerekir. Dolayısıyle bu ülkede onlarca yıldır siyaset sahnesinde bulunan bir partiyi tepedeki 10 kişi istedi diye parti meclisinden onaylatmadan kapatmaya çalışmak veya başka bir parti ile birleştirmeye çalışmak o partiye inanıp güvenenlere açık hakarettir. Tıpatıp aynı olmasa bile benzer bir açıklamayı yapan UBP başkanı için de aynı durum sözkonusudur. Bildiğim kadarı ile UBP kendi parti meclisinde birleşme ile ilgili herhangi bir karar almamıştır. Bu durumda Serdar Denktaş ve Hüseyin Özgürgün'ün kendi parti yetkili kurullarını hiçe sayarak partilerini bağlayıcı açıklamalar yapmaları kurumsal yapılarının olmadığı ve bu partilerin kişilere hizmet için kullanılan vasıtalar olduğu gerçeğini ortaya çıkarır.

Gerek DP ve gerekse UBP nin başkanlarının yaptıkları açıklamalara bakarsanız neredeyse "sağda birlik" dedikleri bu projenin tamamlandığını sanırsınız. Reklam bu ancak gerçek bu değildir. DP vekilleri , ilçe başkanları ve bazen de parti başkanı bu projeyi pazarlamak ve nabız tutumak için köy köy, örgüt örgüt dolaşmaya başladılar. Gittikleri her yerde gerek halkın, gerekse parti tabanının sözlü tepkisine veya konuyu onaylamayan tavırlarıyla karşılaşıyorlar. Genellikle on beş kişilik ziyaret ekibi karşısında beş kişilik dinleyici kitlesi buluyor. Halktan ve tabandan gelen tepki bu marşın basmayacağı ve bu motorun çalışmayacağının göstergesidir.

Bu proje siyasi arenada artık tek başlarına var olamayacaklarını anlayan rakip iki kişinin son bir hamle ile işbirliği yaparak siyasi hayatlarını uzatma projesidir. Tutarsa ne ala. Bunu gerçekleştirmek için buldukları formül "sağ" denilen kesimin tümünü kontrol altına alıp kendi gelecekleri için kullanmaktır. Serdar Denktaş ve onunla aynı düşüncede olan sınırlı birkaç kişi kendi çıkarları için Demokrat Parti tabanını karanlık bir yola sokmaktan çekinmediler. Varılan bu noktada gerek DP'nin ve gerekse Serdar Denktaş'ın siyasi geleceği 2014 yerel seçimleri ile direk bağlantılı duruma girmiştir. Durum bu kadar vahimdir.

İlan edilen "birleşeceğiz" masalına gelince:- Bu konuyu biraz derinlemesine incelerseniz durum ortaya çıkar. Her iki partinin de bu kadar reklamla "birleşeceğiz" iddiası sağ seçmene verilen bir mesajdır. Mesaj şudur:- " Belediyelerde işbirliğine uy, çünkü zaten birleşeceğiz".

Başarılı olmalarının tek yolu olarak bu telkini veya beyin yıkamayı görmektedirler. Bunun yanında partilileri korkutmak için disiplin kuruluna verme tehditleri savruluyor. Serdar ve sarayın projesine karşı çıkmaya karar vermiş insanları disipline vermekle korkutmaya çalışmak acizliğin göstergesidir. Ne yapacak yani disiplin kurulu? Partilileri DP binasının altındaki zindana mı atacak? Yoksa filistin askısına mı asacak? Belki de falakaya yatıracak veya ağzına biber sürecek.

Serdar Denktaş ve kılavuz kargaları 2014 yerel seçimlerinde ada genelinde %20 oy oranının altında bir oy alırlarsa derhal istifa etmelidirler. Partinin başında bulunduğu 20 yıl boyunca partisini hep geri götüren bir adamdan yeni bir şey beklemek doğru değildir. Sağda birlik edebiyatı geri gitmeyi kamufle manevralarıdır ancak sonuç vermeyecektir. Serdar Denktaş 2014 yerel seçimlerinden ona oy verenlerin karşısına bir kez daha partisinin oy oranını gerileten başkan olarak çıkacaktır. Şimdiden behane düşünmeye başlamıştır bile.