CTP adaylarına neden müdahale edilmedi?

Özellikle geçtiğimiz yıl 2021’de “Konsey cumhurbaşkanlığı adaylarının ilanını erteliyor” şeklinde başlıklarla dünya kamuoyunda sık gündem olmuştu…

İran’da Anayasa Koruma Konseyi (AKK) adı verilen bir kurum var.

İçinde “Rejimi Koruma Konseyi” ve “Denetim Şurası” gibi mekanizmalar var.

Atanmış 12 üyeye sahip bir çete bu…

Emsalsiz bir mekanizması var bu konseyin!

İran Anayasası genel anlamda müdahaleci, basmakalıp kazuistik anlayışta…

Meseleci, her olaya ayrı madde yazma eğilimi…

Anayasanın başlangıç bölümü İslam devletinin mantığını ve kuruluş temelini yalan-yanlış sözüm ona detaylı bir şekilde izah ediyor…

Bu konseye atıfla Anayasa 112. madde şöyle diyor:

“….rejimin menfaatleri doğrultusunda Meclis, Denetim Şurası’nı kanun maddesinde zikredilen hususlar ve ödevler ile rehberin tekrar incelenmesi için geri gönderdiği konularda tatmin edemiyorsa, rehberin emri ile Rejimi Koruma Konseyi teşekkül eder. Konsey’in geçici ve daimi üyeleri rehberlik makamı tarafından tayin edilir. Konsey’in aldığı kararlar Konsey üyeleri tarafından tasvip edilir, hazırlanır ve rehberlik makamının onayına sunulur.”

**

Konsey üyelerinin sakallı ve muhakkak “cübbeli mollalardan” oluşan ama esasen “milliyeti” de “aidiyeti” de “dini” de ve tabi ki esas “ajandaları” da belli olmayan Konsey’in fiilen ilginç hakları ve uygulamaları var.

Mesela biri vekil ise bakan olup olamayacağına bu konsey karar veriyor İran’da…

Ya da biri vekil değildir, siyaseten de güçsüzdür ama o kişinin bakan olması istenirse eğer, olur…

Sistemin garabeti şu ki, siyasetçi kişi seçimde aday oluyor, seçime de giriyor ama ‘milletvekili’ yapmayabiliyorlar!

Ama her an o kişi yine ‘bakan’ olabilir!

Bu mollalar konseyi kırk yıldır işletiyorlar ama gelinen noktada kendileri dışında İran’da kimse bu durumlardan memnun değil…

Her şeye karar veriyorlar ama kimse mutlu değil...

Sistem ve bu usul İran’da bile sarsılıyor; Artık mollaların sarıklarını cadde ortasında indiriyorlar…

**

Bunu neden anlattık?

Geçtiğimiz günlerde, Mağusa’da önce belediye başkanlığına adaylığını açıklayıp sonra da mecburen geri çekildiğini duyuran İsmail Arter özelinde patlak veren “rezaletin” sıcak saatlerinde epeyce kalabalık varsayılabilecek bir sohbet ortamında bir soru gündeme geldi;

“Neden yerel seçimde, adaylara… UBP’ye, adaylarına müdahale ediliyor da CTP’ye dolaylı olarak müdahale edilmiyor? Madem siyaset dizaynı söz konusu?”

Tabi ki herkes gülümsedi…

Neticede soru hem "manalı" hem de "manasız" aynı anda...

Biz de İran Anayasası’nın -o uğursuz rakamı ile de tescillenmiş- 13. Maddesini hatırlattık;

“Zerdüşti, Musevi, Hristiyan İranlılar kanun dairesinde icrada serbest olan azınlıklardır ve ahval-i şahsiye ile öğretimlerinde kendi yollarınca davranırlar.”

**

İran’da Anayasa Koruma Konseyi (AKK) resmi bir kurum…

İçinde yine dediğimiz gibi -batı istihbarat kaynaklarına göre- mollalardan oluşan ama esasen “milliyeti” de “aidiyeti” de “dini” de belli olmayan ama “cübbeli” olan, kamuoyunun bilmediği bir takım “tanınmayan” üyeleri var…

E işte bizde de dedim; bir takım Mercedes’li, mevsime göre kotlu, tişörtlü, şortlu, istifçi, sterlin kurunu takip eden, iç’te görünüp “dışta” mihrak bilen, “eğitilmiş” ama Kıbrıs’ta “resmi bir görev” ve “ünvana” da sahip olmayan bazı “mollalar” var…

İşte dedim onlar, İran’da olduğu gibi Kıbrıs’ta CTP’yi Zerdüşti, Musevi, Hristiyan görüyor…

Yani şimdilik KARIŞMIYOR, “HOŞ GÖRÜYOR”…

Neden?

Çünkü ‘karışırlarsa’ azınlık ‘görme’ durumu ortadan kalkar!

CTP’ye karışmıyorlar ama Girne’de ZEKİ ÇELER’i destekleyebiliyorlar!

Molla usulü hoşgörü meselesi şimdilik CTP’ye anlayacağınız…

Ama diye de ekledim o sohbette;

İran'da ama bir de hiç bilinmeyen, "DÜZENİN MASLAHATINI TEŞHİS KONSEYİ” diye de bir özel yapı var...

İşte onun üyeleri, etkileri ve faaliyetleri hakkında tek bir fikir yok!

Özellikle de mollaların yok, dedim.