AP seçim sonuçlarına kısa bir bakış...

Yayın Tarihi: 10/06/24 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Dün yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri ilginç ve üzücü sonuçları beraberinde getirdi.

Bizim için en kötüsünden başlayalım: Niyazi Kızılyürek seçimi kaybetti ve AP’deki varlığımız sonlandı.

Hocanın seçimi kaybetmesi elbette federalist olduğu için onu ve gıyabında da bizi ‘ırkçı ve apartheid’ ilan eden kimi ‘solcu’ kahramanları çok memnun etmiştir.

Onlarla birlikte onu hemen her gün ‘Niyozeris’ diye manşete çeken Volkan tayfası da sevince boğulmuştur. Bu arkadaşlar beraberce sevinsinler. Hatta yanlarına dünkü sonuçlara göre sandığın en dibinde kendine yer bulan “genci” de alsınlar, çok yakışır.

İşin gerçeği, Niyazi Hoca, 2020’den beri tamamen ıssızlığa itilen, sesi kısılan, iradesi yok olan Kıbrıslı Türkler için çok önemli bir isimdi. 5 yıllık görev süresinde çok çalıştı, çabaladı. Bazıları bu çabaları hiç görmedi, görmek istemedi.

Ama o Kıbrıs sorununu da hep gündemde tuttu, elinden geldiğince aktif bir siyaset yürüttü.

Şimdi bu ses de kısılmış oldu. Bunun iyi bir şey olduğunu ancak ve ancak statükocular söyleyebilir.

Tabii bu sonucun ortaya çıkmasında sandığa gitmeyen Kıbrıslı Türk seçmenler de etkili olmuştur diye değerlendiriyorum.

Geçmiş seçimlerin aksine oldukça yoğun bir kampanyaya sahne olan Kıbrıs’ın kuzeyindeki seçmen, geçen seçimlere göre (5860 oy) bu seçime 5676 oyla daha az katılım gösterdi. Elbette kimse çok büyük bir katılım beklemiyordu. Ancak en azından geçen seçimleri ikiye katlayacak bir katılım bekleniyordu.

Olmadı. Sağlık olsun diyelim.

Bir diğer dikkat çeken husus, Hoca’nın kuzeydeki aktif kampanyasına pek renk vermese de destek veren CTP’nin kendi kitlesini harekete geçirememesi oldu. Son dönemlerde ‘siyasetsizlik’ sendromuna yakalanmış olan CTP’nin bir zamanlar çok etkili olan kitle mobilizasyonunun yerinde artık yellerin estiği böylece bir kez daha görüldü. Tabii parti içinde seçime karşı açıkça propaganda yapan kesim de katılıma etki etmiştir diye değerlendirmek olası.  

Tüm bu başarısızlıklar arasında bana göre seçimin en anlamlı ve dikkat çeken partisi olan Volt, seçimden ilerisi için çok umut veren bir sonuçla çıktı. Belki de ileriki dönemin en çok konuşulacak partisi olacak olan Volt, aldığı yüzde 3 civarı oyla, 3.6 olan seçim barajına da çok yaklaştı.

Kıbrıs’ın ilk iki toplumlu partisi olan Volt’un ilk seçimden bu sonuçla çıkması bana göre başarıdır. Bu partiye sahip çıkmak, bu projeyi ileri taşımak gerekmektedir.

Güneyde yapılacak ilk seçimlerde onları Kıbrıs Cumhuriyeti meclisinde görmemiz içten bile değildir. Dahası, olur da bir Kıbrıslı Türk o meclise girerse, kuşku yok ki bu durum önemli bir kırılma anına da yol açar.

Öte yandan dünkü seçimin en büyük kaybedeni bence AKEL olmuştur. AP’deki iki koltuğundan birini kaybeden, en büyük rakibi DİSİ’den yüzde 3+ fark yiyen AKEL’in aldığı oy oranı da tatminkar değildir. Genel Sekreterliğe geçen yıl getirilen Stefanos Stefanu ile bir değişim içine girip, yeni siyasetlere yöneleceği düşünülen AKEL, belli ki bu konuda bekleneni verememiştir. Veremeyince de meydan sosyal medya fenomenlerine kalmıştır!

“Ben siyaset nedir bilmiyorum” diyerek seçim kampanyası yürüten, saçma sapan videolarda ipe sapa gelmez şeyler söyleyen bağımsız aday 24 yaşındaki Fidias Paniyotu kuşku yok ki dünkü seçimlerin en büyük galibidir.

Onun aldığı yüzde 19.5’lik oy, geleneksel Rum siyasetine bir tokat niteliğindedir. Düşünün, yüzde 2 oy daha alsa, Kıbrıs’ın en eski partisi olan AKEL’i bile geride bırakacak olan Fidias’ın seçmenleri tahmin edebileceğiniz gibi genç kesimden oluyor.

Post-hakikat çağında türeyen internet fenomenlerinin yeni bir örneği olan Fidias 18-24 yaş arası seçmenin %39.5'inin, 25-34 yaş arası seçmenin %27.5'inin, 35-44 yaş arası seçmenin %19'unun oyunu alarak inanılmaz bir sonuca imza atmıştır. Öyle görülüyor ki genç Rum seçmenlerin parti siyasetine pek fazla güveni yoktur. Ya da gençlerin siyasetle hiç alakaları yoktur.

Peki bu ne anlama geliyor derseniz?

Elbette çok şey söylenebilir ama güneyde bundan 3-4 yıl önce yine 18-24 yaş arası grupla yapılan bir ankette, katılımcıların genelinin apolitik bir tavır içinde olduğunu görmüştüm. Kıbrıs sorununun çözümünü de umursamayan bu yaş grubunun önemli çoğunluğunun o konudaki tavrı ‘çözümsüzlük çözümdür’ anlamına gelen statükonun aynen devamı şeklindeydi.

Bizim kadar olmasa da kısır, nepotik ve bağnaz olan Rum siyasetinin halktan, özellikle de gençlerden çok uzak olduğu bu sonuçla birlikte ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum.

Yine sonuçlara baktığımız zaman ELAM’ın 3.parti olması ve oy oranını yüzde 11.5’lere taşıması da dikkat çekicidir. Avrupa’nın genelinde öncemli sonuçlar alan aşırı-sağ, artan yabancı karşıtlığı, ırkçılık gibi sonsuz kaynaklardan beslenmesinin ödülü almış gibi görülüyor.

Avrupa’nın hemen her yerinde zemin kazanan aşırı-sağ Almanya’da ikinci parti, Fransa’da ise birinci parti konumuna yükselmiş durumdadır. Doğu Avrupa ülkelerinde de müthiş artışlar vardır. Bunların sebebi yukarıda saydıklarımdır.

Peki aşırı sağın bu yükselişi AB için dağılma tehlikesini de beraberinde getirir mi derseniz, potansiyel olarak bu belki düşünülebilir derim.

Yani sağ partiler güç kazandı, Fransa'da Le Pen'e yenilen Macron, meclisi feshedip, erken seçime gitme kararı aldı, Belçika Başbakanı De Croo istifa etti, İtalya'da aşırı sağcı Meloni seçimin bir kez daha galibi oldu, Almanya'da aşırı sağcı AfD, seçimlerden ikinci parti olarak çıktı. Olabilir. 

Her AP seçimi sonrası "AB yıkılıyor" şeklinde başlayan tartışmalar da hemen başladı.

Ama AB yoluna devam edecek.

Çünkü AB’nin kendine has yönetsel yapısı, AP’nin 3 önemli organ içinde (Komisyon, konsey) nispeten daha az yetkili ve etkili olması, yine ülkelerin karşılıklı sosyo-ekonomik bağlılıkları gibi kritik hususlar buna izin vermez. 

Kısacası dünkü seçimi sonuçları her bakımdan dikkat çekici ve üzerine düşünülmesi gereken niteliktedir. Ama son filan değildir. 

Bizim için de iyi olmadı. Olsun. 

Önemli olan gereken dersleri çıkarmak ve onları anlamaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları