İnsanlık, etkileşim sayısından fazlasıdır

Yayın Tarihi: 12/11/25 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İnsanı insan yapan şey artık ne kalbi, ne sözü, ne de emeği.
Yeni çağda değer, sayılara indirgenmiş durumda:
kaç kişi beğendi, kaç kişi paylaştı, kaç kişi izledi?
İnsanlık, bir istatistiğe sıkıştı.
Etkileşim sayısı, varoluşun ölçüsü hâline geldi.
Oysa insan, algoritmaların hesaplayamayacağı kadar derin bir varlıktır.

Dijital çağın ironisi şu: Her zamankinden fazla iletişim hâlindeyiz, ama hiç bu kadar kopuk olmamıştık.
Mesajlar, bildirimler, paylaşımlar arasında bir “varmış gibi” iletişim kuruyoruz.
Birbirimizi tanıyoruz ama tanımıyoruz.
Birinin yüzünü defalarca görüyoruz, ama gözlerinin içine bakmayı unutuyoruz.
Sanal bağlar çoğalırken, insani bağlar inceliyor.

Etkileşim, bir bağlantıdır; ama bağ değildir.
Bir paylaşımı beğenmek, bir insana dokunmakla aynı şey değildir.
Mevlana, “Sen neye bakarsan, o da sana bakar” der.
Ama biz artık birbirimize değil, ekranlara bakıyoruz.
Ve bu bakışta bir sıcaklık değil, soğuk bir yansıma var.

İletişim bilimi açısından “etkileşim” bir veri göstergesidir.
Ama iletişimin kalbi, veride değil, vicdandadır.
Çünkü kelimelerin anlamı, onları söyleyenin niyetinde gizlidir.
Bir sözün yankısı, sadece kulakta değil, kalpte duyulduğunda gerçektir.
Bugün iletişim kuruyoruz ama anlaşılmıyoruz;
duyuruyoruz ama dokunmuyoruz;
görünüyoruz ama hissedilmiyoruz.

Her “like”, bir anlık onay hissi yaratıyor ama o his kısa ömürlü.
İnsanın ruhu, kalıcılığa susamışken biz geçicilikle besleniyoruz.
Bir paylaşımın yarattığı etki birkaç saat sürüyor;
ama gerçek bir bakış, bir söz, bir tebessüm ömürlük iz bırakıyor.
O izlerdir bizi insan yapan.

Tasavvufta “etkileşim” değil, “etkilenmek” önemlidir.
Çünkü kalpler arasında kurulan bağ, dijital bir veriyle değil, manevi bir akışla gerçekleşir.
Bir gönülden çıkan söz, diğer gönülde yankılanır.
O yankı, hiçbir platformun ölçemeyeceği kadar değerlidir.
İşte bu yüzden Mevlana “Söz, kalpten çıkarsa kalbe varır” der.
Bugünse sözler akıldan çıkıyor, ekrana çarpıp geri dönüyor.

Modern insanın trajedisi, anlamın yerine etkileşimi koymak oldu.
Ama anlam, sayılarda değil; sessizlikte, bekleyişte, sabırda ve samimiyette saklıdır.
Belki de yeniden sormamız gerekiyor:
Kaç kişi gördü değil, kim gerçekten hissetti?

Gerçek iletişim, görünürlükten değil, görülmeden var olmaktan doğar.
Bir anne, bebeğine her gün “beğeni” göndermez;
ama onun kalp atışını duyar, nefesini hisseder.
O bağ, insan olmanın özetidir.
Oysa biz bu bağı kaybettik.
Şimdi yeniden öğrenmemiz gereken şey, dokunmadan da dokunabilmek.

İnsanlık, hiçbir zaman sayılara sığmadı.
Bir insanın tek bir sözü, bazen bin kitap eder.
Bir gözyaşı, bir milyar “beğeniden” daha anlamlıdır.
Etkileşim geçer, etkilenmek kalır.
Ve insanın en güzel hâli, bir başka insanda iz bırakabildiği andır.

Belki de artık dijital çağın içinden yavaşça fısıldamamız gerekiyor:
Biz veriden ibaret değiliz.
Biz, kalplerimizin birbirine değdiği o görünmez yerlerde varız.
İnsanlık, etkileşim sayısından fazlasıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları