Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu anlamak
Çocuklar ve ergenlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), “yaramazlık” ya da “isteksizlik” değildir. Beynin dikkati sürdürme, frene basma ve enerjiyi ayarlama sistemlerinin biraz farklı çalışmasıdır. Belirtiler çoğunlukla iki yerde birden görünür: evde ve okulda. Okul öncesinde “kıpır kıpır”lık, ilkokulda ise ödev, sıra bekleme ve yönergeyi tamamlama güçlükleriyle daha belirginleşir. Ergenlikte dıştaki hareketlilik azalabilir; yerini içeriden taşan huzursuzluk, erteleme ve dağınıklığa bırakabilir.
Bununla birlikte DEHB tanısı almış çocuklar çoğunlukla yaratıcı, sıcak, samimi ve enerjik çocuklardır. Merakları hayranlık uyandıracak derecededir, hızlı düşünürler ve espri becerileri gelişmiştir. Doğru çerçeve sağlandığında sınıfın motoru, ekibin ilham kaynağı olabilirler.
Belirtiler gündelik hayatta nasıl görünür?
“Dikkat eksikliği” dendiğinde çoğu kişinin aklına dalgınlık gelir ama tablo daha somuttur.
Çocuk göreve başlar, iki dakika sonra kalemi açmaya kalkar, sonra arkadaşının silgisine takılır; ödev sayfası açılmıştır ama satırların yarısı boş kalır. Öğretmen “dinlemiyor” sanır; oysa dinlerken bile aklına başka bir düşünce atlamıştır.
“Hiperaktivite” sadece koşup zıplamak değildir; sınıfta minik bir motor çalışıyor gibidir: sandalyede kıpırdanma, ayak sallama, parmakla masaya ritim tutma…
“Dürtüsellik” ise iç sesin “şimdi!” demesidir. Söz kesme, sırasını beklemekte zorlanma, bir anda pat diye cevap verme buna örnektir. Evde kardeşinin oyuncağını izinsiz almak, okulda beklemeden konuşmak; DEHB tehşisi almış çocuklarımızda niyet kötü değildir sadece fren pedalı geç basar.
Gidişat nasıldır, ne zaman fark edilir?
Belirtiler küçük yaşta başlar; akademik ve sosyal beklentiler arttıkça göze çarpar, bu da genellikle ilkokul dönemine denk gelmektedir. “Büyüyünce geçer” diye beklemek yerine erken destek, özgüveni korur. Uygun yönlendirme ve destek ile pek çok çocuk derste yerini bulur, evde rutinler oturur ve arkadaş ilişkileri güçlenir.
Tedavi ve destek nasıl işler?
DEHB ile çalışırken çok yönlü bir yaklaşım gerekir. Değerlendirme; aile, öğretmen ve sağlık uzmanlarının birlikte topladığı gözlemlere dayanır. Psikiyatrist/psikolog terapide çocuğa “dikkatim dağıldığında nasıl geri getiririm, öfke yükselince nasıl sakinleşirim?” gibi hem bilişsel hem psikososyal becerileri öğretirken, öğretmen sınıfta akışı netleştirir, küçük adımlar ve kısa geri bildirimler verir. Aile basamağında ise, çocuk ve aile evde gerçekçi beklenti ve rutinler oturtur. Bazı çocuklarda çocuk-ergen psikiyatristinin önerdiği ilaç tedavisi tabloyu belirgin rahatlatır; amaç çocuğun öğrenme ve ilişki kurma penceresini açmaktır. Birçok psikopatoloji ve nörogelişimsel bozuklukta olduğu gibi; ilaç tek başına mucize değildir, işe yarayan şey ekip çalışmasıdır.
DEHB’ye kaygı, düşük ruh hâli, karşıt gelme davranışları veya özgül öğrenme güçlükleri eşlik edebilir. Kaygılı çocuk hata yapmaktan korktuğu için veya tamamlamakta ciddi bir şekilde zorlandığından ya da gerçekten unuttuğu için ödevden kaçar ya da yapmaz; özgüveni yara aldıysa “nasıl olsa yapamam” deyip vazgeçer. Bu noktada multidisipliner yaklaşım devreye girer: çocuk psikiyatristi/psikoloğu, rehber öğretmen, (varsa) özel eğitim uzmanı ve aile birlikte hareket eder; okulda küçük başarı adımları planlanır, evde yük hafifletilir. Amaç “tembel” etiketini söküp “başarabildiğim şeyler var” duygusunu yeniden kazandırmaktır.
Aile ve öğretmen tutumu neden belirleyici?
Azarlamak kısa süreli suskunluk yaratır ama uzun vadede ilişkide mesafeyi ve karşıt gelmeyi artırır. DEHB’li çocuklar eleştiriye zaten hassastır; sık duydukları “yine mi?” cümlesi, denemeye olan isteklerini söndürür niteliktedir. Bunun yerine net, kısa beklentiler ve olumlu yakalama dili işe yarar: “Şimdi defteri açman harika bir başlangıç.” Güç savaşına girildiğinde (özellikle karşıt gelme eğilimi varsa) kural basit: seçenek sunulmalı ve sonuç önceden bilinmelidir. Bu gibi noktalarda, öğretmenle ailenin aynı dili konuşması ve tutarlı olması çocuğa güven verecektir.
Okulda ve evde DEHB görünümü
Sınıfta bu çocuklar çoğu zaman yaratıcı fikirlerin sahibidir; sürpriz çözümler üretir, tartışmalara canlılık katarlar. Ancak uzun, tekdüze işlerde zorlanıp “hevesli başladı bitiremedi” döngüsüne girerler. Evde de benzer örüntü görülür. Odasını toplamaya niyet eder, beş dakika sonra eski bir oyuncağı keşfedip başka bir dünyaya dalar. Böylesi sorumluluklarda, görevleri küçük, görünür adımlara bölmek ve kısa molalarla ilerlemek aranızdaki ilişkiyi korurken, çocukta başladığı içi bitirebildiği için kendine güveni artar. Her çocuğun ihtiyacı farklıdır, bu yüzden ayrıntılı yöntemler çocuğunuzun mizacına ve ilgi alanlarına göre farklılaşacaktır. Klinik değerlendirme sonrası kişiye ve ihtiyaca yönelik özel plan daha etkili olur.
Bir profesyonele ne zaman başvurmalı?
Belirtiler en az iki farklı ortamda (ev, okul, etüt, spor/hobi vb.) sürüyor, okul/ev işlerini belirgin aksatıyorsa; notlarda dalgalanma, arkadaşlıkta zorlanma, özgüvende düşüş veya kaygı-mutsuzluk eşlik ediyorsa bir uzmana başvurmanız faydalı olacaktır. Erken destek, çocuğun potansiyelini açığa çıkarır.
Son söz: DEHB, çocuğunuzun karakterinin kusuru değil; beyninin kendine özgü bir ritmidir. Bu ritme kulak verdiğimizde, “sürekli uyarılan” bir çocuk yerine duyulduğunu ve yön bulduğunu hisseden bir çocuk görürüz. Ev-okul-uzman aynı hizada yürüdüğünde, hem başarı hem huzur gelir; en güzeli de, çocuk kendine inanmaya yeniden başlar.

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.