İhale Komisyonu denen çamaşır makinesi
Sevgili Hüseyin Ekmekçi, bugünkü programında bir laf etti ki bayıldım.
‘Merkezi İhale Komisyonu’nu çamaşır makinesi gibi kullanıyor’
Çamaşır Makinesi aslında temizliği işaret ediyor. Büyük icat tabi ki. Kirli elbiselerinizi içine atıyorsunuz. Suyu kendi alır, deterjanı koyduğunuz hazneden ekliyor. Yıkıyor, duruluyor, sıkıyor, hatta kurutanı bile var.
Tertemiz elbisenizi alıp yeniden giyiyorsunuz.
Kirliyi temiz yapar.
Tabi bizdeki İhale Komisyonu Çamaşır Makinesini kullananlar ve onu yönetenler, bir temizlik değil de bir temizleme peşinde olduklarını görüyoruz.
Kirli ilişkilerle yürütülen siyaset ve para ilişkisini meşrulaştırmak, yani kirli bir oyunu temiz göstermek için kullanılıyor bizdeki makine.
İhalelerin yapılması, şartnamelerin hazırlanması süreci, ihalenin kime verileceği daha önce kararlaştırılmış, kolaylık vergisi alınmış işlerin o kişi ya da şirkete verilmesini sağlamak, bir başka ifadeyle adrese teslim ihalelerin hazırlanmasını sağlamak maksadıyla kuruluyor bu çamaşır makinesi.
Yani kirlilikleri temiz gösterme...
Temizlik falan değil,
Temiz gösterme.
Bir tadilat ve tamirat ihalesi var mesela detaylarına şimdi girmeyeceğim. Önümüzdeki günlerde detaylı bir şekilde konuşuruz bunları. Konuşacağız da.
Elden verilmek istenmiş bir şirkete. Şirket hatta yapılacak tadilat işlerini yerine getirmek için şantiyede alet edevatını bile kurmuş işe başlamaya hazırken, Sayıştay, ‘hoop’ demiş.
Sayıştay ‘hoop’ deyince, bu sefer ‘Hadi çamaşır makinesini kurun da temiz gösterelim’ diye talimat gelir, yazılan şartname aslında elden vermek ile aynı. Adrese teslim.
İhale yaptık mı? Yaptık.
Temiz mi? Temiz görünüyor. Ama burnunuzu uzatıp koklayınca, aslında leş gibi koktuğunu görürsünüz.
İhale takipçiliği aldı başını gidiyor. Ne yazık ki?
Ben de ihale takipçiliği yapacağım artık. Kararım net.
Ama öyle yapıldığı gibi ‘ şuna verin’ değil. ‘şuna neden verildi?’ sorusunu soran bir ihale takipçisi olacağım.
Bu halkın parasının neden yok yere çar çur edildiğini soracağım. Yeni misyonum bu olsun istiyorum artık gazeteciliğimin belki de sonuna yaklaştığı bu evrelerde.
Halis Üresin, kabul ederse benle çok telefonda konuşacak. Kabul ederse çok kahvesini içeceğim bundan sonra.
Nasıl pandeminin içinde, piyasa parasızlıktan kırılırken, piyasaya ciddi canlılık getirecek, bloke edilmiş 50 küsür Milyon TL’ye çıkılan ihalenin dönemin Başbakanı Ersan Saner’e neden keyfi bir şekilde ihaleyi iptal ettiklerini ve bu iptalin Müteahhitler Birliği Başkanı tarafından duyurulduğunu canlı yayında sorduğum gibi bütün ihalelerle ilgili sorularımın olacağını bildirmek isterim.
Bu, Ekmekçi’nin dediğinden, Çamaşır Makinesi bu halkı parasını doğru kullanmak için çalıştırılacaksa, sorun yok.
Ama ihaleler, birilerine para kazandırmak ve iş bedellerinin çok üstünde rakamları sağa sola verip sonra da arka kapıdan bir kısmını geri almak üzere kurulup, kokuşmuşluğu temiz göstermek üzere yapılacaksa, buna izin vermemek bundan sonraki işim olacak.
Şimdi müsaadenizle, Merkezi İhale Komisyonu’nun sayfasına bakacağım. İhale takip ediyorum artık. Hem de dört gözle.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.