Basketbol basketbol olalı, böyle eziyet görmedi

Cumartesi akşamı bir halt ettik ki sormayın.

Meslektaşımız kardeşimiz Aytuğ Türkkan, geçen haftalarda Whatssapp’tan bir mesaj yazdı. ‘Boss. Basketbol Federasyonu ile Belediye’nin 3’e 3 bir sokak basketbolu turnuvası var. Basın mensuplarından bir takım yapıyoruz. Gösteri maçı niteliğinde oynar mısın?’

İşin içine basın mensuplarından oluşan ifadesini koyması yeterliydi. Bu ‘basın mensuplarından oluşan’ diyerek yemediğimiz halt kalmadı ya. Müzik grubu bile oluşturup konser vermişliğimiz var. Buna da ‘evet’ dedik.

Aytuğ aradığında daha sözü edilen tarihe iki hafta vardı. Bu arada bir basketbol topu edinir, lise yıllarında, Beden Eğitimi hocam Mehmet Solkanat’ın elime tutuşturduğu basketbol topunun, yıllar içerisinde şekil ve ağırlık değiştirip değiştirmediğine de bakma şansımız olur diye düşünmüştüm.

Elbette ki onu da yapmadık ve fazladan 30 kilomuz, olabildiğine ham halimiz ve ikişer formalık kumaş kullanılarak özel yaptırılmış olmasına rağmen yine dar gelen formalarımızla Merkez Lefkoşa’ya vardık.

Bizim maç Meme Kanseri Farkındalık Ayı münasebetiyle yapılacak o nedenle, basın mensuplarının formaları Basketbol Federasyonu’nun takdiri ile pembe olarak tasarlandı. Ses etmedik. Karşı takım ise siyah formayla sahada yerini aldı.

Bizim takım olan, ‘Halledeceyik Lakers’, takımın ismini bulan Serhat İncirli, Levent Kutay, Aytuğ Turkkan, Cenk Mutluyakalı ve benden oluşuyordu. Karşı takımda Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, eski milli basketbolcu Metin Ersoy, Basketbol Federasyonu Başkanı Orhun Mevlit, eski Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu ve Tabipler Birliği eski Başkanı Dr. Özlem Gürkut. Onlar da kendilerine ‘Farkındayız Öndeyiz’ dediler.

Maça geçmeden önce bu 3’e 3 sokak basketbolu işinden bahsedeyim. FİBA, yani basketbolun FİFA’sı, bu tür müsabakaları, öyle federasyon, tanınmışlık çerçevesinde değerlendirmiyor ve her resmi müsabakayı tanıyor ve puan veriyor. Bir anlamda bireysel bir spor gidi bakıyor anladığım. Yani geçen akşam Merkez Lefkoşa’da yapılan turnuvaya katılanlar, FİBA nezdinde kayıtlı ve başarılarına göre puanları var. Yarın başka ülkede bu tür turnuvalara katıldıklarında da kayıt ve puan sistemi içerisinde olmaya devam edecekler. Bir anlamda sokak basketbolunu, siyasetten arı tutup sokak halini devam ettiriyorlar. Bizim federasyon da bunu görüp bu yoldan ilerliyor. Güzel iş yapmışlar.

Maç, çok hızlı bitti Allah'tan. Yoksa ambulanslar konuşacaktı. Bu yeni basketbol türünde maçlar 10 dakika sürüyor. Aramızda formda olan Aytuğ ve şaşırtıcı performansı ile Cenk takımı sırtladı. Serhat, Levent ve ben ise sahada kapladığımız alan bakımından doğal alan savunması yaparak takımımıza destek olduk. Ve basın mensuplarından oluşan Hallederiz Lakers, Farkındayız Öndeyiz takımını mağlup etmeyi başardı.

Basının gücü deyip havamızı attık tabi.

Çok yorulduk, çok eğlendik, Meme Kanseri Farkındalık Ayı için bir etkinlikte yer almaktan çok mutlu olduk ve de çok güldük.

Eminim bizi izleyenler de gülmüştür. Ama en çok gülen sanırım orada bulunan spor yazarları oldu.

Evet gazeteci olarak yaratıcı olmak bizim gibi onların da işi.

Bizler Beyaz Gölge dizisi ile basketbolu sevmiş bir nesiliz ya, takımdaki kilo sorununa işaret ederek, Tonguç Kotak’ın ‘bunlar Beyaz Gölge ile başladılar şimdi, Kaba Gölge oldular’ yorumuna biz de güldük.

Hele o Hüseyin Kıral. Meme Kanseri Farkındalık maçı sonrası, fazla kilolarımıza işaret ederek ‘memelerin farkına vardık’ yorumu spor yazarlarını da ne kadar eğlendirdiğimizi de gösterdi.

Spor basını duayeni Songüç Kürşat, maç sonunda biz kutlama ve tebrik beklerken, ‘basketbol basketbol olalı böyle eziyet görmedi’ yorumunu yapmaz mı, durumu da özetlemiş oldu.

Herkes iyi Pazarlar.