Zivaniya teorim çöktü. Covid oldum

Covid-19 pandemisi sırasında eşim çocuklarım, yakın arkadaşlarım hepsi Covid oldu. Hatta bazıları birden fazla kez hastalandı.

Ben kendimce bir önlem sistemi kurmuştum. Gayet de iyi çalıştığı ile ilgili övünüyordum.

Alkollü, el dezenfektanları ile eller Covid virüsünden arındırılması mümkünse, alkol derecesi yüksek zivaniya ile boğazda eğer varsa virüs öldürülmesi de mümkündür, düz mantıkla hareket etmiştim. Evin içerisinde dolanan coronavirüs bana bulaşmayı aklından bile geçirmemişti.

Atalarımız çocuklara bile hastalandıklarından bir kapak zivaniya içirirler, sırtlarını da ovalarlar ve iyileştirirlerdi. Covidin bana yaklaşmamasını da bu korunma yöntemine bağlamıştım.

Hatta Benan, ‘Covid olmayacaksın diye alkolik olacaksın’ diye kızar dururdu.

Halbuki keyif için değil, tamamıyla tıbbi nedenlerden dolayı virüsün yakın çevremde yoğunlaştığında, saat başı bir kapak ile üst Solunum yollarımı dezenfekte ediyordum.

Neticede olan oldu.

Ve coronavirüs beni de yakaladı.

Serhat İncirli’nin dediğinden, ‘ben de artık Covirgin’ değilim.

Kötü geçiriyor muyum? Soranlar onu soruyor.

Bilmiyorum ki? Kötü mü geçiriyorum yoksa hafif mi? Mukayese edecek bir tecrübem olmadığı için bilemiyorum.

Gençlik yıllarımda, Edirne’nin Enez ilçesinde bir başka arkadaşımın ailesinin yazlığına tatil için gitmiş, kalabalık bir grup genç tarafından sağlam bir şekilde dövülmüştüm. O dayaktan sonra üç dört gün boyunca her tarafımda hissettiğim ağrı ile kıyaslayabilirim. Sonuç: Enez’e gidip dayak yemeyi tercih ederim.

Panadol denen mucizevi ilaç sayesinde ateş kontrol altında, ağrılar da hafifliyor.

Bu arada hep kötü değil.

Evde kalmak. Bol bol saçma sapan televizyon seyretmek. Gereksiz bir sürü bilgiyi dağarcığa katmak iyi geldi mi zaman içerisinde göreceğiz.

Misal Finlandiya’da trafik cezaları gelir durumuna göre hesaplanıyormuş. Zengin bir işadamına 65 kilometre saate gitmesi gereken yerde 120 kilometre gittiği için 200 bin Euro ceza kesmişler.

Elbette Türkiye’deki seçim sürecini de takip ediyorum. Hükümet yanlısı televizyon kanalları ile muhalif kanalları arasında gidip geliyorum. Dengeli olabilmek için birer saatlik bir dönüşüm sistemi kurdum. Ha, son derece sağlıklı olduğunu düşündüğüm sisteme rağmen Türkiye’de olup bitenleri tam olarak çözmüş müyüm? Kimin seçim kazanacağına dair bir tahminim oluştu mu? Kesinlikle hayır. Halbuki kurduğum dengeli ve medya okuryazarlığı konusunda birkaç şey bilen birisi olarak vaziyeti az çok anlamış olmam lazımdı.

Benim zivaniya sistemi gibi bir şey. Teoride tamam ama pratikte öyle olmuyormuş.

Geçmiş olsun dileklerini iletenlere teşekkürler.