Tufan hoca, bu şartları değiştirebilecek mi?
Bölgemiz tam bir belirsizlik içinde.
Ateş çemberi ve kimse ne olacağını bilmiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci erken mi başladı?
Daha önceden belli olan, karar veren, hazırlık yapan, siyasi partiler ve adaylar bu kararlarını açıkladı.
Hükümet ortakları, UBP, YDP, DP Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a desteklerini "sağduyu mutabakatı" başlığı altında duyurdular.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) de adayını genel başkan Tufan Erhürman olarak ilan etti.
Tufan Erhürman, ya da Tufan hoca, her kesimden oy alabilecek bir siyasetçi.
Siyaseti, gösterişli, gündem olma amaçlı, yaratılan algılarla değil, tevazu ve olgunluk içerisinde yapıyor.
Hatta şunu da iddia edebilirim ki, KKTC de yapılan siyaset tarzına uyum sağlayamadığından çok kez bırakmayı düşünmüştür.
Tufan hocanın siyaset tarzı, tabi ki yasa, hukuk, bütünlüklü çözümler, dediğim gibi ülke siyaseti hiç tarzı olmadı.
Akademisyenlik günlerinden başlayan bir dostluğumuz, arkadaşlığımız var, genel olarak Kıbrıs sorunu odaklı sohbetler, TV programları yaptık.
Tufan hoca, bugün CTP'nin Cumhurbaşkanı adayı.
Kıbrıs sorununun, hem sosyal, hem de hukuki taraflarını, detaylarını çok iyi biliyor.
Bunların siyaset alanına yayılması, uygulamada elbette çok da mümkün değil.
Bugün için Türk tarafının savunduğu tezler, eşit egemen iki devletli çözüm, ya da KKTC'nin tanınması ile sorunun çözülmesi.
Bu tezleri en başta Türkiye ile müzakere edip, Kıbrıs sorununu yeniden federal çözüm müzakerelerini döndürmeyi başarabilecek mi?
Bu seçimin sonucu, Kıbrıs sorunu gölgesinde, ancak Türkiye ile ilişkiler, iç konular ve son beş yıllık Ersin Tatar performansı ile şekilleneceğini düşünebiliriz.
Sandığa katılım oranını da dikkate almalıyız.
Tufan Erhürman, büyük bir ihtimalle sol siyasette tek aday olarak yola çıkacak.
Ortak bir program ve bu ortak programın paydaşları olarak bir örgütlenme oluşturabilecek mi?
Tabi ki henüz erken, ama Cumhurbaşkanı, toplum lideri seçiyoruz, ortaklıkların, ortaya çıkarılacak politikaların, toplumla paylaşılması ve sadece eleştirel, muhalif siyasetle değil, altı dolu cesur, radikal, fark yaratacak bir vizyonun oluşturulması da şart.
CTP, kapsamlı müzakere masasına oturmadan önce, siyasi eşitliğin, dönüşümlü başkanlığın ve ortak karar alma ilkesinin kabul edilmesini şart koşuyor.
Mülkiyet sorununa ilişkin olarak ise Annam Planı'nda belirtilen çözümün uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Rum tarafı, Hristodulidis, mülkiyetle yaşanan sıkıntıları, tutuklama olaylarını, federal çözüm müzakerelerine dönülmesi durumunda, ortadan kaldıracak mı?
Nasıl ikna edilecek?
Taşınmaz Mal komisyonu, sadece hükümetin değil, toplumun sahip çıkması gereken, bugün KKTC'nin en önemli kurumu noktasında, kaynak yaratılması adına, her ne kadar kamu maliyesinin sorunu olsa da, mali yükümlülüğü destekleyici neler yapılmalıdır?
Kıbrıs sorunu, mülkiyet tutuklamaları ile farklı bir evreye girdi.
Artık konu sadece siyasi değil, hukuka bulandırılmış siyasetle yürütülen bir politika var.
Ve Türk tarafı bu politikalara cevap verebilmiş değil.
Yapılan ve yapılabilecek tüm hamleleri etkisizleştirecek adımlarda en başta hukuku kullanmak için ne gibi alternatifler var?
Tufan hocanın, bu çerçevede oluşacak yol haritasını toplumla daha etkin paylaşması gerekiyor.
Evet, daha erken sayılabilir, başka adaylarla süreç ve konjonktür değişebilir.
Ama bugün için tablo budur.

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.