Afzal Khan ve Sarah Ludford

Yayın Tarihi: 17/08/25 09:44
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İşçi Partisi milletvekili Afzal Khan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığı ziyaret ve ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmesi nedeniyle gelen baskılar sonucunda görevinden istifa etmesi, İngiliz basınında da geniş yankı buldu.

Afzal Khan, iktidardaki İşçi Partisi’nin Türkiye Ticaret Elçisi görevini yürütüyordu. İstifasının ardından yaptığı açıklamada, ziyaretin Parlamento tatili sırasında özel nedenlerle gerçekleştirildiğini ve görevle ilgili olmadığını söyledi.

Khan’ın istifası, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türk solunun bir kesimi tarafından büyük bir zafermiş gibi kutlanmaya devam ediyor. Birleşik Krallık Kıbrıslılar Federasyonu Başkanı Christos Karaolis, BBC’ye yaptığı açıklamada, Khan’ın “işgal altındaki Kuzey Kıbrıs’a yaptığı uygunsuz ve kabul edilemez ziyaret nedeniyle pozisyonunun sürdürülemez olduğunu” savundu.

Afzal Khan ise istifa sonrası yaptığı açıklamada, Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret eden tek siyasetçi olmadığını, yaklaşık 20 kadar siyasetçinin de aynı ziyareti yaptığını belirtti. Burada akla yıllar önce KKTC’yi ziyaret eden Liberal Demokrat Parti Avrupa Parlamentosu üyesi Barones Sarah Ludford geliyor. Kısa bir internet araştırmasında, Politico gazetesinin 7 Kasım 2001 tarihli sayısında bu konuya dair bir habere rastlanıyor.

Habere göre, Ludford, Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi ve genişlemeden sorumlu Günter Verheugen’in Kıbrıs ziyaretleri sırasında Kıbrıs Türk lideri Rauf Denktaş ile görüşmemelerini eleştirmişti. Aynı tarihlerde Kıbrıs’ta bulunan Barones Ludford, Kıbrıslı Rum siyasetçilerle görüşmelerinin yanı sıra Kuzey’e geçerek Denktaş, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütleri ile de temaslarda bulunmuştu. Ludford o dönemde şöyle demişti:

“Gerçekçi olmamız gerekir. Avrupa Birliği, Denktaş’ın Kuzey Kıbrıs’ta bir yönetimin lideri olduğunu unutmamalıdır. Onunla da konuşmamız gerekir. Aksi takdirde ayrılık duvarını güçlendirebiliriz”

Sarah Ludford aynı zamanda, Kıbrıs’ın iki tarafın da rızası olmadan Avrupa Birliği’ne üye yapılmasının Birliğin yararına olmayacağını da ifade etmişti.

Bugün Christos Karaolis’in başkanı olduğu Birleşik Krallık Kıbrıslılar Federasyonu, yaklaşık 100 üyesi bulunan bir oluşum ve bunların tamamı Kıbrıslı Rum derneklerini temsil ediyor. Bu federasyon, Kıbrıs Türk futbol karmasının tanınmayan ülkeler arasında CONIFA tarafından düzenlenen turnuvaya dahi “Kuzey Kıbrıs” ismiyle katılmasına tahammül edememiş ve buna engel olmaya çalışmıştı.

Kıbrıslı Rumların anlaması gereken bir gerçek var: Onların “işgal altındaki topraklar” olarak tanımladığı bölgede, bin bir güçlükle var olma mücadelesi veren bir toplum yaşamaktadır. Tanınsa da tanınmasa da KKTC bir gerçektir. Kıbrıslı Rumların, 2004 yılından beri çözümsüzlüğün nedeni olduklarını unutarak, tanınmışlığın verdiği rahatlıkla gerçekleri görmeyi reddetmeleri, sadece Kıbrıslı Türklere değil kendilerine de zarar vermektedir.

Afzal Khan’ın istifasını Kıbrıslı Rum dostlarıyla kutlayan Kıbrıslı Türk soluna da bu durumu sağlıklı bir şekilde değerlendirmelerini tavsiye ederim. Khan ve diğer milletvekillerinin Kıbrıs’ın kuzeyine geçerek sadece siyasetçilerle değil, toplum temsilcileriyle de doğrudan görüşmeleri, durumu anlamaları açısından faydalı olacaktır.

Çözüm için diyalog şarttır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Yashar Ismailoglu17/08/25 21:13
Sevgili Ertanc yazdiklarina katiliyorum, ancak Kibrisli Sol tanimina katilmiyorum.Solcu olduklarini hatta "Marxist Lenilist" olduklarini iddia eden kisiler olabilir -bazilarida Buyuk Britanyada devlet yardimlariyla yasam surenler de olabilir, hatta bunlarin bazilari Kibris adasini kana bulayanlardan biri olan Makariosu Ingiliz Emperyalizmine bayrak acmis olarak lanse edenler de olabilir-Makariosun CIA nin Payrolunde oldugunu bilerek veya bilmeyerek, ama Kibris sorunu surecinde silah tutanlarin rahmetli Deniz Gezmisin bana soyledigi sekilde, olaylara "emekci" gozuyle bakamiyan (asla o bilince ulasamamis)"savscilari birbirine kirdiranlarin oldugunu bilememezligin eksikligi ile ahkam kesenleri bizimle karistirma. Biz bahsi gecen bu olayda Sayin Ersin Tatari yeniden sectirmek isteyenlerin Ingiliz Parti politikalarini ve parti disiplini cahili olduklarina inaniyor ve bu cabanin ters teptigine inaniyoruz. Eger baris olacaksa bu barisi iki toplumun her kademesini temsil eden insanlarinin konusarak tartisarak ortak bir noktada bulusmasinda goren solculariz. Onleme, engelleme, ambargolarla toplumlar sadece birbirinden uzaklasir. Biz bunu onlemeye calisanlariz ve bu gibi iliskileri secimde puan toplamak icin yapmamaliyiz. Biz herturlu temasin yapilmasinda -belli kurallara gore-dogru buluyoruz. Lutfen bizi onlarla karistirmayin. Saygilar Yasar Ismailoglu yazar

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları