BIOENERGY

Nihal Derya ÖZBAYOĞLU
nihoz@hotmail.com
Nihal Derya ÖZBAYOĞLU

En büyük korkunuz ne?

Yayın Tarihi: 26/04/23 07:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Yalnız kalma korkusu ve nedenleri:

Anne karnında başlayan döngü, bu zamana kadar gelir. Anne çocuğunu küçük yaşlarda yakın akrabaya (anneanne, hala, teyze gibi) kısa sürede olsa bıraktığında çocuk bunu ailesi tarafından terk edildiği düşüncesi ile bilinçaltına kodlar. Zaman içerisinde çocuğun ailesi arasına istemesede görünmeyen  bir mesafe girer. Çünkü çocuk için ailesi onu terk etmiştir ve yalnız kalmıştır. Bu dışlanma artık onda bir korku olup ailesi bir yere gitmek istediğinde o terk ediliş aklına gelir ve o korku ile bu enerjiyi büyütür.

Bir danışanım ile yapmış olduğum çalışmada; çocuk dört yaşlarında anneanneye bırakılmış ailesi ise diğer kardeşlerini alıp gitmişler. Çocuk çok ağlamış hatta arabalarının anahtarını bile saklamış gitmesinler diye fakat gitmişler.

Çocuk ailesinin arkasından çok gözyaşı dökmüş ve onlara içten içe kızmış. Bu travmatik durum annesi ile bağı koparmış. Ona karşı istem dışı öfke ve kızgınlık oluşmuş. Üç ya da dört yaş gibi küçük yaşları hatırlamaya bilirsiniz fakat bilinç altında o bilgi orada kayıtlıdır.

Kişi aslında annesiyle olan sorunu için gelmemişti fakat kopuk bir ilişkisi olduğundan söz etmişti. Yapılan enerji seansında bu bağın neden kopuk olduğu ortaya çıktı. O dört yaşındaki hali ile annesini buluşturup o terk edilme enerjisini ve frekansını dönüştürdükten sonra annesi ile arası düzeldi. Artık ona karşı öfkesi yada kızgınlığı yok olmuştu.

Bu tarz durumunuz var ise kesinlikle enerji çalışmaları almanızı tavsiye ederim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Nihal Derya ÖZBAYOĞLU yazıları