Protokol muamması
“Bu marka değerin kaybetmesi demek, ülkenin kaybetmesi demektir.
Mutlaka diğer özel üniversitelerin de sorunları vardır.
Ve genel olarak sektör daha iyi bir çalışma düzenine ihtiyaç duyuyor.
DAÜ'nün içinde olduğu duruma dair, sebeplerin ve çözümlerin ortaya konması gerek.
Üstelik tüm tarafların ortak yaklaşımı ve tabi ki en erken zamanda.
Çünkü sorunlarla yaşayan, çözümünde, çözümsüzlüğünde, getirisini yaşayacak olan en başta ilgili taraflardır.
Bir program, bir planlama yapılmalı.
İmzalanması beklenen bir protokol söz konusu.
Eski borçların taksitlendirilmesi ve 2024 yılı vergi borçlarının da devlet katkısı ile ödenmesi.
Peki, sorun çözülecek mi, bu duruma nasıl gelindiği ve sorumluları, sorgulanmayacak mı?
En başta kurumun yaşadığı zorlukların sebepleri belirlenerek, reçete hazırlanmalı.
Bunlar yapılırken elbette zamanı boşa harcamamak, en erken zamanda, çözüm reçetesini uygulamaya başlamak şart.
Daha önce yazdığım bir yazımdan, alıntı yaparak başladım.
Doğu Akdeniz Üniversitesini nerede bıraktık, şimdi neredeyiz?
Sorunun çözümüne yönelik hangi aşama yaşanıyor, ya da yaşanıyor mu?
Bir süre önce Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile konuyu konuştuk ve son durumu tartıştık.
Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, DAÜ konusunda şunları söylüyor;
“DAÜ konusunda hükümet üzerine düşeni yaptı. Bir kere gelir gider dengesi bozuldu. Artan hoca ve unvan sayısı, artan gider. Öğrenci çekmek için verilen burslar. Bütçenin üzerinde ödeme yükü var.
Bizden üç şey talep edildi. Üstelik eş zamanlı. Birincisi, biriken vergi borçlarının devlet tarafından üstlenilmesi. Biz yerine getirdik. Biz 2024 yılı aralık ayı sonuna kadar bunu planladık. Protokole koyduk. İkincisi emekli olan sigorta emeklisi hocaların DAÜ de çalışabilmesinin önünün açılması. Bunu da çözdük.
DAÜ emekli bir kadro var. Onarın giderlerinin azaltılması için beraber mücadele. Bu konuda DAÜ adım atmadı.
Orası özerk bir kurumdur. TİS imzalanırken, profesör sayısı artırılırken, istihdam yapılırken, bize sormadılar. Çok çok önceden bu günlerin geleceğini söyledim. Ben kötü oldum. Bende insanların her türlü hakkını almasını istiyorum. Ama kralın çıplak olduğunu söylemek zorundayım. Bunu başta rektörlük sendikalar VYK söylemesi lazım. Önce bu gerçeği kabul edelim. Tablo ortada.
Biz vergi borçlarını 2024 yılı sonuna kadar üsteleneceğiz, emekli hocaların DAÜ de çalışmasının önünü açacağız, ama adım görmemiz gerek. DAÜ adım atmalı. Hükümet protokol imzalamak için hazır.
DAÜ, yapısal bir dönüşümü yapmak zorunda.
Hem giderler azalacak, hem de gelirler artacak. Biz bir buçuk milyar TL vergi yükünü aldık. Bu maaş düzenlemeleri, kesintiler maalesef yeterli değil. Hükümet fedakârlık yapıyor, sıra DAÜ de.”
Konu ile ilgili Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay’ın görüşlerini merak ettim ve sordum.
Kudret hoca, şunları söyleyerek, hükümeti DAÜ konusunda geç kalmakla suçladı;
“Protokol geciktiriliyor. İyi niyet yok. Şuan çalışanların maaşlarında hayat pahalılığı yansıtılmıyor. 13 maaş verilmiyor. Bizim iznimiz olmadan iç borç olarak verilmiyor bu haklar. Bu hakların izinsiz kesilmesi ile ilgili sendika mahkemeye verdi. Mecbur kaldı. Çünkü protokol geciktiriliyor.
DAÜ’nün marka değeri aşağıya çekilmek için bilinçli yapılıyor. Fiyatını aşağıya çekmek, ucuzlatmak. Amaç elden çıkarmayı kolaylaştırmak. Biz onu anlıyoruz. Özelleştirme amacı olduğunu düşünüyoruz.”
Konu ile ilgili sık sık söylediğim cümleyi bir kez daha seslendireyim;
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.