Ne kadar sövsek de... Veriyor işte...

Yayın Tarihi: 07/06/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Başbakan Ünal Üstel Ankara’da üst düzey bir ziyaret gerçekleştirerek 16 milyar liralık bir protokol imzaladı. Protokolde yok yok. Başbakan çantayı para doldurup geri geldi. Bu işbirliği protokolü Ankara hükümetinin Ünal Üstel hükümetine ne kadar güvendiğini ve desteklediğini gösteriyor bize. Meselenin özü budur aslında; Türkiye ile aranız iyiyse yardımları paraları alıyorsunuz, yok aranız iyi değilse kendi başınıza elde avuçta ne varsa durumu idare etmeye çalışıyorsunuz. Bizim memlekette adettir; gelenektir kabul edelim bir Ankara karşıtlığı var. Ankara, KKTC için ne yaparsa yapsın bir rahatsızlık vardır hep. Meselenin özünde KKTC Ankara’nın arka bahçesidir hatta sömürgesidir. Genel algı bu yöndedir. Halbuki gerçek öyle değil.

Eğri oturup doğru konuşalım. Geçitköy’deki su pompalayan pompa arızalandı ne yapacağımızı bilemedik. Hemen kazıkçı tankerciler peyda oldu. Eğer deponuzda su yoksa her ne kadar isterlerse verip almak zorundasınız. Asrın projesi denildiğinde canımız sıkılıyor hatta gıcık oluyoruz ama gerçek budur. Türkiye’den gelen su asrın projesidir. Belki yönetimi bizde değil ama milyonlarca küp su gelip gölette dökülüyor ve dağıtılıyor tüm KKTC’ye. Su ne kadar önemli ve ada ülkelerinin hatta bizim gibi çöl sıcaklarına maruz kalan ülkelerin en büyük sıkıntısıdır su meselesi. Bakın Türkiye’den geliyor ve rahatız. Sadece sırf bunun için bile Türkiye’ye ne kadar teşekkür etsek azdık. Yönetimi bizde olsun, Allah aşkına biz neyi yönetebildik ki suyu da yöneteceğiz. Biliyorum bazılarının canı sıkılıyor buna ama gerçek değildir de nedir bu yazdığım. Koskoca KTHY’yi batırmadık mı? KIB-TEK istediğimiz yerde mi yoksa soranlar içinde mi? Narenciye olması gereken yerde mi? Hayvancılık, üretim olması gereken yerde mi? Hiçbiri değil. İşte bu nedenle neyi başarıyla yönettik de suyu da yöneteceğiz diyorum. Bu örnekleri verdim ki yazıyı okurken kızacak okurlarımız içinde bulunduğumuz durumu daha iyi anlasınlar.

Biz sövdükçe Türkiye hep daha fazla verdi. Devlet memur dolu, kadrolar şiştik sonra şişti. Gelirlerin çok büyük bir kısmı kamu maaşlarına gidiyor. Hal böyle olunca da yatırım yapamıyor hükümetler. Bu sadece UBP için geçerli değil diğer tüm partiler için geçerli bir sorundur. Bu kadar yol yapılıyor. Şaka mı? Değil. Türkiye’den gelen destekle ülkenin dört bir yanına kilometrelerce yol yapılıyor. Pandemi döneminde bir pandemi hastanesi yapıldı. Ne kadar önemli. Şimdi ise Çocuk acil servisi ve polikliniği olarak kullanılıyor. Girne'ye hastane yapıldı gecikse de bu yıl açılacak. Yıllardır bitmeyen Güzelyurt hastanesi bitirilecek, protokole konmuş. Az mı ve daha birçok şey.

Her ne kadar Anti Ankara propagandası yapanların ve duyanların hoşuna gitse dahi işin gerçeğine döndük mü gerçekler çok başka. Tabii Türkiye’ye de görevler düşüyor. Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesi daha ciddi desteklenmeli, tanıtılması, mücadelesi daha çok desteklenmeli, örneğin Türkiye, Güney Kıbrıs'la sanayi alanında Gümrük Birliği anlaşması olduğu için gümrüksüz alışveriş yapabiliyor, bu bir an önce Türkiye ile KKTC arasında da olmalı. Dikkat edin Rum tarafında aldığınız elbiselerin birçoğunda "Made in Türkiye" markasını görebilirsiniz ben kaç kez gördüm. İki ülke ticareti daha sıkı ve bütünlük içinde olmalı. Örneğin narenciye konusunda beklenen destek ne yazık ki alınamadı, uğraşıldı ama olmadı olmalı. KKTC ürettiğini Türkiye üzerinden daha kolay dünyaya pazarlayabilmeli.

Sonuç olarak hem Türkiye hem KKTC birbirine lazım iki ülkedir. Bu kardeşlik bağının güçlenmesi kaçınılmaz gereklidir. Birileri sövemeye devam edecek ama Türkiye hep KKTC’ye yardım etmeye devam edecek.

***********************

Günün Sözü

"Keşke kendini bırakıp gitse insan. Ama olmuyor."

Can Yücel

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları