Erhan Arıklı’nın karar zamanı

Şu an hükümet varla, yok arasında.

Aslında fiilen bitmiş, sadece zamana bırakılmış.

Bütçe süreci sebebiyle düşen siyasi tansiyon, bir süre sonra yeniden yükselecek.

Çünkü meclis başkanlık seçiminin bir şekilde tamamlanmış olması sorunları bitirmedi, sadece bir süreliğine erteledi, gündem değişti.

Bu ayın sonu itibarı ile bütçe maratonu tamamlanacak, bütçenin onay alması ile ilgili olarak bir sürpriz yaşanmayacağını düşünmüyorum.

Ancak ortaya saçılan, açık seçik görünen ülkenin siyasi bir kriz yaşamaya devam ettiği.

Daha önce de yazdım, erken seçime gidilmemesinin tek sebebi, 2025 yılı ekim ayında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi.

Pek çok etken var, siyasi partiler, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına başlamışken, yavaş yavaş isimler belli oluyorken, 2025 yılı başından itibaren süreç hızlanacakken, iktidar yıpranmasını aşmak kolay değil.

Kişisel tahminim, en erken 2026 yılı başında bir erken seçimin yaşanacağı yönünde.

Bugünden öngörmek tabi ki mümkün değil, siyasette zaman çok önemli ve her an her şey olabilir.

Fakat tablo üç aşağı beş yukarı budur.

Toplum geneli ve de seçmen özelinde nabız, ilk genel seçimde, meclise üç parti gireceği şeklinde.

Tek başına hiç bir parti iktidar olamıyor.

Yine bir koalisyon iktidarı yüksek ihtimal.

Bunu bugün için, bugünkü şartlarla ilgili söylüyorum.

Elbette yaşanacak gelişmeler ve konjektöre göre değişebilir.

Tam tamına zıt, ne ideolojik, ne söylem, ne de vaatler açısından uyuşmayan siyasi partilerin oluşturacağı bir koalisyon da gündeme gelebilir.

Biliyorum bunlar için çok erken, ama bir kez daha söyleyeyim, şuan tablo budur.

Başbakan Ünal Üstel, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile görüşmesinin ardından açıklama yaptı ve içe yönelik mesajlar verdi:

 “2025 yılı ülkedeki tüm insanların yaşamına dokunacak yeni ve büyük projelerin de başladığı yıl olacak. Yakın bir gelecekte, erken seçim hedefimiz, beklentimiz yok.”

Diğer söylenenleri, açıklamaları bir yana bırakın, onlar zaten her görüşmede söylenen cümleler.

İşin özü, erken seçime yönelik söylemler.

Bunun da bir sebebi tabi ki var.

Hükümetin büyük ortağı UBP içindeki sıkıntılar, koalisyonun diğer ortakları arasında gün yüzüne çıkan sorunlar ve siyasette doğru zamanda doğru hamleleri yaparak, krizi fırsata çevirmeye çalışan siyasetçiler.

Siyasetin doğasında olan gelişmeler, siyasette, iyi niyet, anlayış, acıma yoktur.

Doğru zamanda, doğru adımları atan kazanır.

Bunun tersini yapanlar, siyasette kalıcı olamadı, siyaset tarihinde hiç hatırlanmamak üzere yerini aldı.

Hükümet küçük ortaklarından YDP ve DP farklı gündem ve hesaplarla, koalisyonu sürdürüyor.

DP Hasan Tosunoğlu’nun istifası ile sayısal dengeyi kaybetti.

Hükümetten ayrılmak veya erken seçime gitmek, isteyeceği en son şey.

En rahat parti YDP, en rahat parti başkanı Erhan Arıklı.

Gidişatı görüyor, aynı tabandan beslendiği diğer partiler güç kaybederken, dağılan seçmenin YDP etrafına geldiğini de görüyor.

Bir yanda yürümeyen, yıpranan bir hükümet, bir yanda güçlenen bir parti.

Bunu avantaja çevirmek için tabi ki siyasi manevralar yapacak.

YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı;

"Bir an önce seçime gidelim. Bunu önümüzdeki günlerde konuşacağız. Yapamadıklarımız, yaptıklarımızdan fazla. Hükümet içinde bunu değerlendireceğiz.”

Erhan Arıklı, sık sık aynı minvalde açıklamalar yapıyor.

Gündemi belirliyor, diğer siyasi partiler ve siyasetçiler, Erhan Arıklı’nın açıklamalarına cevap veriyor, değerlendiriyor.

Şimdi Erhan Arıklı karar vermeli.

Başbakanın “gündemimizde erken seçim yok” söylemine karşın ne yapacak?

Çıtayı yükseltip hükümetten ayrılmayı zorlayacak mı, yoksa hükümetten şikâyet etmeye devam mı edecek?