Aşk bir sahiplenme mi yoksa özgür bırakma mı?
Nazım Hikmet, 1940'lı yılların başında, Bursa Cezaevi'nde mahkumdu. Onu cezaevine taşıyan siyasi duruşu, yazıları ve cesur ifadeleriydi. Bu süreçte, Nazım’ın en büyük destekçisi ve aşkı, eşi Piraye Hanım’dı. Nazım, Piraye’ye olan sevgisini mektuplar ve şiirlerle ifade ederdi. Ancak bu şiirlerden biri, "Karıma Mektup," yalnızca bir aşkın değil, aynı zamanda Nazım’ın özgürlük ve insan onuru için verdiği mücadelenin de sesi oldu.
Piraye, her hafta cezaevine gelir, Nazım’ı ziyaret ederdi. Ziyaretlerden birinde, Nazım Piraye’nin gözlerinde bir ağırlık hissetti. Günlük zorluklar ve ayrılığın acısı, Piraye’nin üzerinde kendini belli ediyordu. Bu, Nazım’ın içinde bir özlemin yanına yeni bir duyguyu ekledi: suçluluk. Onu bu kadar seven bir kadını, kendi mücadeleleriyle zor durumda bırakmanın ağırlığı...
Bir gece, Nazım karanlık koğuşunda otururken, bir kağıt ve kalem aldı. Piraye’ye içini dökmek istedi. Şiir, karanlık bir gecenin içinde filizlendi. Nazım’ın aşkı ve özlemi, kelimelere döküldü. Ama o kelimeler, Piraye’ye yazılmış bir mektup gibi hissettiriyordu. Ve böylece "Karıma Mektup" doğdu:
Bir tanem!
Son mektubunda:
“Başım sızlıyor yüreğim sersem!” diyorsun.
“Seni asarlarsa seni kaybedersem;”
“diyor”
“Yaşayamam!”
Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;
Yaşarsın, kavrulmuş çıplak bir ağaç gibi yaşarsın,
Acının toprağında.
Şiir, sadece Piraye’ye olan sevgisini anlatmıyordu. Aynı zamanda ona bir tür vasiyet bırakıyordu: Güçlü ol, yaşa ve hayata tutun.
Bu şiir, Nazım’ın Piraye’ye yazdığı son şiirlerden biriydi. Yıllar sonra, Nazım’ın cezaevinde geçirdiği zaman, ikisi arasındaki ilişkiyi değiştirdi. Piraye, Nazım’ın cezaevi dışındaki mücadelesine ayak uyduramayacak kadar yorulmuştu ve yolları ayrıldı.
Ancak "Karıma Mektup," hem Piraye’nin hem de Nazım’ın hayatında bir iz bıraktı. Bu şiir, aşkın sadece bir sahiplenme değil, aynı zamanda bir özgür bırakma hali olduğunu da gösterdi. Nazım'ın Piraye'ye olan duyguları, onun şiirlerinde ebedi bir yankı buldu ve hala okunduğunda insanın içine işleyen bir samimiyet taşır.

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.