Kış Gibi Sevmek
Özdemir Asaf’ın dilinde kelimeler birbirine sürtünür; kıvılcım çıkar. O meşhur şiirinde sevdiğine “hep üşüdüğünü, çünkü kış olduğunu” söyler—bir duygu hâlinin mevsime dönüşmesi. Sevgi, onun dizelerinde bir sıcaklık arayışı değil yalnızca; aynı zamanda, yakışmanın, yakışmayı zorlamayan bir zarafetle gerçekleşmesi.
Şiirin taşıdığı temel duygu, kırılganlıkla cesaretin yan yana yürüyüşüdür. Sevmek, Asaf’ta edilgen bir hayranlık değil; “büyük işlere kalkışmak” cesaretidir. Fakat bu kalkış, karşı tarafı zorlayan bir gövde gösterisi değildir. İnce bir sızıyla, nazik bir ısrarla kendini belli eder. “Yakışmak” kelimesi tam burada güzelleşir: İki insanın birbirine boyun eğmeden, birbirini eğmeden duran uyumu.
Kış metaforu, sevgideki emeği hatırlatır. Kışta ısınmak için ateş yakmak gerekir; yani sevgi de emek ister. Sıcaklığı hazır bulamayız. Bir bakış, bir cümle, bir omuz… Hepsi küçük odun parçalarıdır. Ateşi birinin tek başına harlaması yetmez; öbürü de üflemelidir.
Şiiri okurken aklımıza gelen soru şudur: “Ben hangi sevgiye yakışıyorum?” Yakışmak, yalnızca estetik bir uyum değil, etik bir uyumdur. Birbirini büyüten, çoğaltan bir ortaklık. Yakışmadığımız ilişkiler ise bizi küçültür; kelimelerimize kış değil, buz olur.
Belki bu yüzden Asaf’ın dizeleri yıllar geçse de tazedir. Çünkü insanın ihtiyacı değişmez: İçimizi titreten bir sevgi ve o sevgiye yakışacak bir duruş. Kış gibi dürüst, kış gibi berrak ve kıştan bahara yürüyen bir umutla...

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.