Dertler sonsuz mu?

Yayın Tarihi: 28/09/25 08:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Bir bilgeden aktarılan soruda, dertli birine “Bu dert, dünyadan giderken seninle birlikte olacak mı?” diye sorulur. Cevap hayırsa, mesele birden bambaşka görünmeye başlar. Çünkü ömür sınırlı; sınırlı olan bir kapta sonsuz dert taşınmaz.

Günlük hayatın aciliyetleri, kalbimizde gereğinden fazla yer kaplar. Fatura, mesaj, dedikodu, erteleme… Hepsi birer küçük dalga; üst üste gelince fırtına sanırız. Oysa soruyu hatırlamak, dalgalar arasından ufku görmemizi sağlar. “Bu da geçer” cümlesi bir Pollyanna tesellisi değil; zamana dair somut bir bilgidir.

Elbette bazı dertler ağırdır: hastalık, yas, ayrılık. Onlara “geçer” demek yerine, “yanındayım” demek gerekir. Yine de bilgelik, ağırlığı sonsuzlaştırmamayı öğütler. Dünyaya gelişimiz gibi gidişimiz de tek başınadır; yanımıza aldığımız şey, dert değil, dertle kurduğumuz ilişkidir. Sabır, şükür ve adalet duygusu, insanın ruh çantasına sığanlardır.

Haydi küçük bir pratik: Bir kâğıda günün derdini yazalım. Yanına “beş yıl sonra hatırlayacak mıyım?” diye not düşelim. Cevap “muhtemelen hayır” ise, derdi küçültmek için bir adım atalım: bir telefon, bir özür, bir mola, bir yürüyüş. Cevap “evet” ise, o derdi anlamlı bir çabaya dönüştürelim: tedaviye gitmek, borcu yapılandırmak, duayı çoğaltmak, danışmanlık almak.

Sonda bizi bekleyen hakikat şu: Dert, insana verilmiş bir ceza değil, bir davettir. Kendimizi, inancımızı ve ilişkilerimizi derinleştirme daveti. Dünyadan giderken yanımıza almayacağımız şeyler için bugünü heba etmeyelim. Çünkü asıl kayıp, derdin kendisi değil; derdi yaşarken kaçırdığımız sevinçtir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları